hiç görmediğin sesini tanımadığın elini tutmadığın birine duyulan duygulardır. çoğu zaman aşk sanılır lakin değildir. hele birde uzaktaysa hiç bulaşmayın derim. bir kere insanı asosyal yapar msnden facebooktan telefondan ilişki yürütürsünüz ya da yürüttüğünüzü sanırsınız. bir de zaman geçtikçe onu hep yanında istemek yok mu insanı hem üzer hem mutlu eder gariptir. ama hiç bir zaman yanınızdaki elini tuttuğunuz birlikte büyüdüğünüz en güzel en kötü anları beraber yaşadığınız aşkınızın yerini tutamaz hayır yaşadım ordan biliyorum.
o sadece aklınızda oluşturduğunuz kişidir aslında..etraflarda kimseler yokken , bloglarda , twitter'da orada burada size uygun olduğunu düşündüğünüz insanların çok olması tuhaf değil mi ? yalan dolan hepsi. aşkı meşk bu kadar basitleşmemeli bence.. aşkınız adslin ömrüne mi bağlı yani.komik.
mümkündür ancak görüşmek şarttır. internet tanışmaya vesile olabilir ancak görüşmeden karşılıklı iki sohbet etmeden aşık olmak mümkün değildir. uzak mesafe ilişkilerinin yürümemesinin en önemli sebebi de budur zaten. görüşememek. ihtiyaç duyulan anda sevdiğinin yanında olmaması. düşünmesi bile zor lan, bunu yürütebilen varsa takdir ediyorum. hayret bir şey.
ağzına sıçtıklarımın "gerçek sevgi değildir." veya buna benzer şeyler söyledikleri olaydır. sen nereden biliyorsun be? sen sensin, ben de benim! senin etkilendiğinde ben buz gibi bakarım, benim etkilendiğime sen tepki vermezsin. bu konuda empati kurmak güç sizin için.
Kismen olablilir, kismen olmayabilir. gunluk hayatta tanisip asik olmak daha iyidir. ama yine de sozluk sagolsundur, bizi bu konuda da bilgilendirmistir.
abazanlık diye tabir ettiğimiz durumun hemen hemen dışa vurulmasıyla bütünleşen ve kaç kadeh kırıldı sarhoş gönlümde şeklinde biten hüzünlü bir hikaye çeşidi.
bazen sizi kimin anlayacağini anlayamazsiniz. bireylerin yani karşi cinslerin birbirlerini anlaması aşk için önemli bir adımdır. fiziksel beğeniler de varsa aşık olunabilir. o yüzden kimin nerde nasıl anlayacaği belli olmaz. aşk internette uzayda ya da sokakta. her yerde.
kendine yazık etmektir. üç beş satıra kanıp, aşık olacaksın sonra belki de evlenmeye kadar vardıracaksın işi. sonra yine aynı hadiseler yine pc basından kalkmamalar, msnler, facebooklar, yine yeni aşklar. bu böyle uzar gider. aşk dediğin şey öyle ekrandan yaşanmaz koçum.
aşk ediğin şey gözlerinin içine baktığında içinin titremesiyle alev alır, kolunun koluna değmesiyle yangına dönüşür, sonra tekrar buluşur mu acep gözlerimiz diye kaçamak bakışlar atarak devam eder bir süre. yanyana geldiğinde dilin tutulur, saçmalarsın, saçmalana sana utanç verici, o'na şirin ve sevimli gelir, daha sonrasında nasıl söylesem, nasıl hissettirsem ben bu adama, bu kıza evresi gelir. hepsi ayrı birer heyecandır efendim. hiçbir de bilmem kaç tane tuşun donuk kelimeleri gibi değildirler. tonlamalar, sesteki titremeler hepsi aşkı çoğaltır.
bütün bunlardan sonra internette tanışılan birine ne kadar aşık olunur, ne kadar sürer o aşk, nereye kadar sürer biri bana anlatsın.