ilk zamanlar mükemmel bir aşk yaşadığınızı sanırsınız. herkese inat devam edecektir bu aşk. tüm zorluklara,mesafeye katlanabilirsiniz. bir iki ay içinde tartışmalar başlar. mesafe sorun olur katlanamazsınız. ve sonuc büyük ihtimalle aldatılmak olur o büyük aşk püff diye söner gider.
herkesin başına en az bir kere geldiğini düşündüğüm durum. önce tanışma faslı, arkasından koyu bir muhabbet ve sonrasında karşıdakinin çekim alanına girmek. genelde biz hatunlar sanal aşkın pençesine düşen taraf oluruz. erkekler için durum daha çok seksist boyuttadır.
Ergen bünyelerin - alınmasın bayağı bi büyük oranla kızların- günümüzde içinde bulunduğu eylem.
işin ironik yanı yolda birbirlerini görüp konuşmazlar, eve gelince klavyeyi parçalarlar yazarken. *
Ne diyim allah düşman başına vermesin.
Edit:Bu kadar çok musunuz yaw. Gelen vurmuş, giden vurmuş eksiyi. *
edit: entryde yer alan bakınızlar, tanışıklığı gerçek hayata tanışmadan sanal ortamda aşık olduğu sanrısına göndermedir. yoksa ha okulda tanışmışsın, ha biri tanıştırmış, ha yolda-işte, ha internette...
ama bazı arkadaşlar tanışıklığı gerçek hayata taşımadan, nedir ne değildir bilmeden aşık oluyorlar(!) ya onlara yukarıda ki bakınızlar az bile... (kimse kusura bakmasın)
görerek, dokunarak, birebir tanıdıktan sonra aşık olunuyorsa, bu aşk değil, çıkar için karşıdaki kişiyi kullanmaktır.
aşk ya bir anda olur ya hiç olmaz, yok öyle "arkadaştık sonra aşık olduk" martavalları.
internette bir sürü insanla tanışıyorsunuz ama hepsine aşık olmuyorsunuz. demek ki herhangi bir yerde herhangi birine aşık olmakla hiç bir farkı yok internette tanışılan birine aşık olmanın.
Senelerce bir resimle konuşmaktır,bıkmadan...Acaba erkek midir diye şüpheye bile düşersin ama yine de seversin...Onunla konuşurken zaman dolmasın dersin,saatler uzasın o anlar bitmesin istersin...Hayatının en büyük aşkıdır...Onunla paylaştıgının yarısını yatagındakiyle paylaşmamıssındır!!!
garip bir olaydır, sadece resmine, sesine aşık olursun...sabredersin uzun süre, daha sonra bir kere olsun dokunmak için yanarsın, eğer boşluktan değilse duygu durumu, nitekim yanına gidersin/kaçarsın... umutsuz olmamak gerekir ben bunu anladım, hayatımın en büyük aşkını tatırdı bana,hayatımda asla yapmam dediğim şeyleri yaptım, aşkmı? sonuna kadar tattım.
şimdi yok yanımda, ama biliyorum bir süre sonra, kısa bir süre sonra gelicek bana, teni değicek tenime,tekrardan çekicem o kokusunu içime...
eğer aşıksanız,sakın kaybetmeyin umudunuzu, internetten tanışmıs olmanıza gerek yok,yanlış bir telefon bile değiştirebilir belki hayatınızı..ne olursa olsun, aşk güzel şey dostlarım.
büyük şehir yalnızlığının hatrı sayılır bir sonucudur.
sabah 5'de kalk. işe yetişme hazırlığı yap. işe git. akşam 8 gibi evde pestilin çıkmış vaziyette yığıl. haftanın 6 gününü bu şekilde geçir. cumartesi akşamları da çoğunluğu artık evli olan ve evli arkadaşları olan arkadaşlarınla "sosyalleş", pazar günü sosyalleşme adı altında bir atraksiyonda bulun; spora git, x kursuna git. ortama bak bak ki gör ortamdaki yaş ortalaması 23'ü geçiyor mu? senin yaşındakilerden bekar olanların oranı %10'u geçiyor mu? ha bu %10'nun yarısı karşı cins olsa %5, bu %5'in yarısı sosyoekonomikkültürel açıdan seninle aynı statüde olsa al sana %2.5, bu %2.5'tan yarısının sevgilisi olmasa %1.125, bu sevgilisi olmayan %1.125'in yarısı ile kafaca anlaşsan %0.56, bu anlaştıklarının da yarısından sen hoşlansan % 0.28, hoşlandıklarının da yarısı senden hoşlansa % 0.14...evet "sosyal" hayatta bir sevgili bulma ihtimali iyimser bir yaklaşımla % 0.14 iken "internetten sevgili bulmak" , "internetten aşık olmak" kavramı üzerine yazı yazmak ne kadar doğrudur...değildir....
yazarak diyaloğa girmek bile yeterince zorken, aşk yaşamak ne denli sağlıklıdır bilinmez. hele hiç görmediğin birine, sadece yazdıklarından ve senin ona yüklediklerinle aşık oluyorsan çok ihtiyacın var bu duyguya demektir. risktir ve çoğunlukla bitmeye mahkumdur.
(bkz: bungee jumping.)