bak doğrudur bu. yakın bir arkadaşım tanıştı. sırp bir kızla. kız dinini değiştirdi *, 5 yıldır evliler ikinci çocuklarını bekliyorlar ve deli gibi seviyolar birbirlerini. halâ...
zamanında kardeşimle fantasy tennis diye bi oyun oynuyorduk. böyle fantastik bir tenis oyunu rakibini öldürmeye falan çalıştığın.
oyun online oyundu ve ben hesabımı kardeşimşle kullanıyordum. anlayacağınız o da oynuyordu bende.
SABAN adında bir oyuncuyla arkadaştık. adı hakan. bizim klanın lideriydi. birlikte battle lara girer çıkardık. üniversiteden dolayı oyunu çok boşladığım oluyordu fakat kardeşimin fırsatı olduğundan gerektiğince oyuna giriyordu bende rahatlıyordum karekter gelişiyor diye.
oh ne rahat.
gel gelelim ki bir gün öğrendim. bizim küçük sıpa oyundan msne geçmiş özel arkadaş olmuş bu hain SABAN arkadaşla. bende gavat afedersin bi çükümden haberim yok daha oyun falan oynuyom bu bebeyle.
çocuk istanbuldan kalk gel sen bizim memlekete ufaklığı görcem diye. göt sıkışınca anlattı ufaklık.
elemanı bi gördüm ki yenggesiyle dayısıyla falan gelmiş.
yuh la artık.
bi dalayım şunlara dedim çocuk 1.90 var e dayı da adam. dedim arkadaşları toplayım sevelim şunları bi.
sonra düşündüm mantıklı karar bu değil. ufaklığı aldım taksiye koy doğru eve. elemanda istanbula döndü.
mecbur döndü eleman sırf kardeşimi görmeye gelmiş bizim memleketle hiç alakası yokmuş amk.
işe bak yahu böyle şeyi ne gördüm ne duydum. be kardeşim kızı istemeye mi geldiniz cümbür cemaat. hadi bizim kız saf tamam da siz salak mısınız dayı bey. şuncacık çocuklar için kalk gel sen.
sonra mecburen engelledim tabi görüşmelerini çokta karışan bi abi olmamama rağmen. böyle başlayan ilişkiden hayır da gelmez sonuda olmaz.
adını da yalan söylemiş pezevenk. hakan değil şabanmış. ya bi git güzel kardeşim benim hadi bakim.
o gün bu gündür de bi garip bakarım internet aşklarına.
çoğunlukla bir yanılsamadır. ama harbici olanları da olabilmektedir. eğer maksat gerçekten internet üzerinden manita yapmaksa, o işten hayır gelmez, geçiniz onu. lakin diğer tarafı da vardır işin.
hiçbir beklentisi olmadan sohbet eden insan, deşifre olma hissini tatmadığı için, yani bir tıkla adamı sallayabileceğini bildiği için, kendi gibi davranmakta sakınca görmez. genellikle günlük hayatta sosyal baskılardan ötürü kendi olamayan insan, sınırsız bir özgürlük alanı yakalamış, dilediği gibi koşturmaktadır. bu ahvalini yansıttığı insan ise, büyük bir riski göze alıp, karşındakini irdeler ve çekimine girer. samimiyet açlığı da cabasıdır. maskeli yüzlerden bunalmıştır bünye, o en gerçek benliği aramaktadır. bu doğallık hali ona bir yerlerde hala aradığı insanın nefes aldığını hatırlatır. çok seri bi şekilde konuşulabilecek her şey konuşulur, eğlenmeli sohbetler edilir. akabinde görüşmeye karar verilir. taraflar kafalarında tip oluşturmuşlarsa ilişkileri bir miktar sallantıya girer. ama devam etme olasılığı yüksektir.
çok gerçektir, tam tanımadığın için istediğin elbiseyi giydirip, istediğin karakter özelliklerini yüklersin kafanda bir nevi love craft yaşarsın, gün geçtikçe karakterine yeni özellikler ekler güçlendirirsin,
Kendi yaratını, yansımanı, kendini seversin aslında.
iyidir iyi...
olabiliyor bazen. sonra internet sayesinde "sevmeye engel değil mesafeler" yargısı değişir. uzaklıklar çıkar ortaya. aşk, aşk olarak ama siz bir çift olarak kalamazsınız.
tanımadığın birine ideal bir kişilik giydirip rahat rahat sevmek mümkün olduğundan uygulaması kolay hadise. herkes evde kendi imkanları ile yapabilir. (bkz: seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli)*****
reelde tanışıldığında, yüzüne baktığınızda renkten renge girebilmenize sebep olabilecek aşktır.
zira ne fotoğraflar ne de camler kişiyi tam olarak seçmenize engel teşkil etmekte. bir bakarsınız msn de kız fıstık gibi bir bakarsınız gerçekte davul gibi... çok tehlikeli.
o anda işte nasıl kaçacağınızı düşünür durursunuz. o kadar da muhabbetiniz vardır kırmak istemezsiniz, iyi kızdır sonuçta. en iyisi birşey olmamış gibi devam edip internette başlayan şeyi internette bitirmektir.
hee ama eğer ki bu söylenenler yaşanmazsa ne mutlu size. mutlu mesut olun efendim. amin..
internet'in yeni yeni yayılmaya başladığı zamanlarda çoğu net kullanıcısının başına gelmiş olaydır.
efendim o zamanlar böyle cam li cep telefonu, on yüz bin tane çeşit çeşit fotolu facebook , msn felan yok..
asl le başlarsın boy bos tarifi gelir. başlarsın konuşmaya.. konuşursun konuşursun konuşursun... o zamanlar kolay değil öyle fotoğraf olayı. her evde pc yok, pc olsa net yok. bir kızın cafeye gidip fotoğrafını taratması gerekiyoki o zamanın türkiye demokrasisi buna müsait değil, her taraf baskı, her durak dikta..
irc kanalları var o zaman. herkes tanır bir birini, bir aile ortamı oluşmuştur. artık hatuna herkes yenge diye hitap etmeye başlar. ondan sonra niye geç yazıyosun, başkasıyla mı konuşuyosun gibi evren çökene kadar bitmeyecek muhabbetler. ama aşk dersen evet sanki sahici gibiydi. ya da büyük bir boşluk vardı, konuştuğun kişi konuşmak istediğin kişiydi sanki.
bilmiyorum.. alkol yüklüyüm şimdi. daha sonra tekrar gözden geçirecem.
ilk başta gözünüzde bir numaradır. Konuştukça gözünüzden düşmeye başlar. Birde bakmışsınız ki diğerlerinden pek bir farkı kalmamış.
(bkz: ne anladık ozaman)