rus karının birine aşık oldum aq,zaten 16 yaşında hepsi karı oluyorlar,her neyse 23 yaşında,karı bana seni seviyorum falan dedi,ben direk sığır inandım,anasını siktiğimin orospusu şimdi canadaya bi lokantaya çalışmaya gitti,ulan aynı olay başıma normal hayattaki sevgililerimdede geldi,ne var lan bu amerikada,şerefsizim uçaktan ayağını yere basar basmaz kim olursa değişiyor...
Kesinlikle kişilerin o dönem sıkılmış, ilgiye aç, yalnız olmalarından kaynaklanan durumdur. Ha, bu şahıslar olayı sanaldan reele taşırlarsa, durum gerçek aşka dönebilir tabii. Sonuçta aşk özneldir. Ancak geneli reele dökülmez. Kişiler telefon başlarında harcadıkları saatlere yanarlar ilişkinin sonunda. Ben 1,5 yılımı vermiş olan biri olarak diyorum ki, aşık olduğunu sanmak aşık olmaktan daha kötüdür. O yüzden arkanıza bakmadan kaçın.
insanların internette tanıştığı insan sayısının (reel hayat demicem saçma bi tabir) diğer sosyal ortamlarda tanıştığı insan sayısından daha fazla olduğunu bilen biri için şaşırtıcı değildir.
he bu arada internetten tanıdığım yalnız bi kişiye aşık oldum, onu yakından görme fırsatı da buldum. yakından gördüğüm ve kounştuığumuz zaman daha da aşık olur gibi oldum. ama olmayacak bir iş olduğu için, olamadık.*
lisedeyken herkesin tatmış olduğu bir eylemdir efendim.
lise 3'e giderken goethe chat'ten tanışmış olduğum antalya'lı ve terbiyeli çocuk aylarca rüyalarımdaydı. almanya'da şu anda kendisi. öyle yani. göz doktorluğu okuyor ayıptır söylemesi.
günün yarısını bilgisayar başında geçiren 21.yy insanları için normal olan durum. eskisi gibi muhallebicilere gidilseydi muhallebi yiyen kıza limonata yollamaya çalışmakla olurdu. şimdi ise smile yollayarak iş bağlanabilir. şakası bir yana tanışmak için araç olan şey en kısa zamanda amacını yitirmelidir. hemen görüşmekte fayda var.
kendine yazık etmektir. üç beş satıra kanıp, aşık olacaksın sonra belki de evlenmeye kadar vardıracaksın işi. sonra yine aynı hadiseler yine pc basından kalkmamalar, msnler, facebooklar, yine yeni aşklar. bu böyle uzar gider. aşk dediğin şey öyle ekrandan yaşanmaz koçum.
aşk ediğin şey gözlerinin içine baktığında içinin titremesiyle alev alır, kolunun koluna değmesiyle yangına dönüşür, sonra tekrar buluşur mu acep gözlerimiz diye kaçamak bakışlar atarak devam eder bir süre. yanyana geldiğinde dilin tutulur, saçmalarsın, saçmalana sana utanç verici, o'na şirin ve sevimli gelir, daha sonrasında nasıl söylesem, nasıl hissettirsem ben bu adama, bu kıza evresi gelir. hepsi ayrı birer heyecandır efendim. hiçbir de bilmem kaç tane tuşun donuk kelimeleri gibi değildirler. tonlamalar, sesteki titremeler hepsi aşkı çoğaltır.
bütün bunlardan sonra internette tanışılan birine ne kadar aşık olunur, ne kadar sürer o aşk, nereye kadar sürer biri bana anlatsın.