Hayatın canlı olduğu zamanlardı. internet bilgiye hızlı erişim sağlamamıza, zaman ve emek israfından kurtulmamıza yaramıştır. Ancak bir o kadar da götürdüğü şeyler vardır. Gerçek algımız gerçekten bozuldu. Bir bilgi bombardımanına tutuluyoruz. instagram'da sahte hayatları izliyor, olumsuz haberlere gün boyu maruz kalıyor, beynimizdeki dopamin döngüsü alt üst edip bilinçaltımızda depresyona zemin hazırlıyoruz.
Bununla birlikte insanlar artık iletişimi dışarıda değil ekranı kaydırmakta arıyor. Sosyal beceriler yıldan yıla azalıyor. ilişkiler deseniz evet sayısı arttı ama o da bozuldu. Herkes aldatılma korkusu yaşıyor. Uzmanların aktardığına göre de insan beyni tarihte ilk kez küçülmeye doğru gidiyor. internetin daha çok fayda mı sağladığı zarara mı neden olduğunu zaman belirleyecektir.
televizyonun olmadığı zamanlar diye güzin ablaya mektuplar giderdi. Cuma günleri ziyaretçiler başlasa diye dururdunuz. Hatta şu saat itibariyle dizinin bitmesine 10 dakika falan olurdu.
insanı felç eden anlardır. insanı monopoly , pictureka gibi kutu oyunlarına iten anlardır. 7 ay boyunca yaşanan bu zsman diliminde
Her gece oyun oynanmış
Oyundan sıkılınca survivor izlenmiş
Sabriyeye yorum yaparak
Serhata söverek
Anneyle mal mal şeylere yorum yaparak geçirilen akşamlarda içten içe içimizi kemiren olaylara neden olan şeydir.
Önerilmez fazlası beyni yakıyor.
tsubasa izlemek için erkenden kalktığımız,
hoşlandığın kıza ''benimle arkadaş olur musun'' dediğimiz,
saatlerce mahalle maçı yaptığımız,
sigara kağıdı,gazoz kapağı,misket oynadığımız,
televizyonda adam olacak çocuk u izlediğimiz,
dağda tepede çekirge yakaladığımız,
çocukluğumuzu doyadoya yaşadığımız zamanlardı.
lise ikideyken hobi olarak 1 haftada 3ds max programını anlayıp, çözüp kendi çapımda 5 sanielik amatör bir animasyon bile yaptığım zamanlardı. şimdi hiç bir programı açmaya bile çalışmıyor, merak etmiyorum. sanki internet uğraş, hobi gibi şeyleri öldürüyor.
doğurganlığın daha fazla olduğu zamanlar diye anacağız malesef. bu gidişe nesildaşlarım zor çocuk sahbi olacak. sadece internet olsa iyi, wireless her yerde artık. cep telefonu ayrı bi mevzu.
sanal kirliliğin pisliğinin bize bulaşmadığı zamanlardı henüz. karşılıklı küfürlerin ulu orta meydanlarda edilmediği, pornonun en masumunun olduğu, yalan söylemenin 1001 türünün olmadığı zamanlardı henüz...
aterinin olduğu zamanlardı, bir çocuğun en büyük hayalinin ps değil bisiklet olduğu zamanlardı, çocukların fifa oynayarak değil sokakta dizlerini kanatarak büyüdüğü zamanlardı. özledik be.
yeniden o dönemleri yaşamayı çok arzu ederim. her şeyin tertemiz, yalansız olduğu yıllardı. çocukluğun, gençliğin gerçekten yaşandığı dönemdi. musluktan kana kana su içilebiliyordu. istanbul da korkmadan denize girilebiliyordu. oyunlar apartman aralarında değil, boş arazilerde oynanıyordu. çok şey alıp götürdü teknoloji bizden. götürmeye de devam ediyor.
güzeldi lan. internetin olmadığı zamanlar çok güzeldi.
televizyonda sabahları kalkıp tsubasayı yakalamaya çalışırdık.
cillilerimiz vardı. yedi yirmi dört oynadığımız..
tasolar biriktirmiştik diğer çocukları kökerek. (bkz: kökmek)
gazoz kapağı oynardık saçma sapan bir şekilde..
şirinleri izlemiştik her akşam üstü. hatta bazılarımız deprem olduğunda dahi şirinleri izlemeyi bırakmamıştı.*
cappy sun alıp içmek en büyük lüksümüzdü.
pez vardı lan bi kere pez!
akşam internette pineklemek yerine toprak evimizin bacasında ay ışığında demli çaylarımızı yudumlayıp sohbetin dibine vurduğumuz günün muhasebesini yapıp yorgunluğumuzu attığımız zamanlardı.