interneti gerçek sanıp bir nevi hayatı kaçırmak.internetin ,insanların yapacakları işi kolaylaştırarak hazıra konmasını saglayan bir etken haline gelmesiyle birlikde,kendini kanıtlamaya çalışan, olmadı daha farklı yollara başvuran,'erkeksen şuraya gel' deyip işi hükümet meselesine çeviren,akşamları eve gittiginde,bugun konuştugum kıza acaba nasıl düşürebilrim diyen ilerde dünyayı kurtarmaya and içmiş nesildir.
sırf internette daha çok vakit geçirmek için yanımda benimle muhabbet etmeyi bekleyen annemi her defasında "ya anne işim var şimdi sonra konuşalım olur mu?" diyerek kırdığımı hatırlatan başlık.
herşeyin dengesiz bir şekilde aşılandığı ve yayıldığı cehaleti yüklü, tüketimi çılgın ülkemizde; oyunu counter strike sanan(ki güzel oyundur ayrı), aşkı ekrandan tadan(!), burunları kitap kokusu almadan renkli camdan beynini dolduran çocukların; geriye dönüp bakma vakti geldiğinde sanal hayatta büyürken, yaşayan, canlı, esas dünyada küçülmüş olduklarını
görme(me)leridir.
yüzünü bile görmediğin insanlardan, farklı şehirlerden gelen doğum günü hediyelerini, gecenin dördünde daha önce yüzünü bile görmediğin insanların evine gidip dertleştiğini, işi olmasına rağmen sabaha kadar msn'den derdini dinleyen insanları saymazsak gerçekten de acınılası olaydır.
hayata döndüğünüzde,isteyerek yada istemeyerek, neler kaçırdığınızı anlamanız sonucunda pişmanlık duyulan olaydır, ama nasıl bişiyse döndüğünüzde yine kendinizi pcnin başında deli gibi ekrana kitlenmiş bulursunuz ve duyduğunuz pişmanlıktan eser kalmamıştır.*