Abi resimler var, yazılar var, aradığın her şeyi buluyormuşsun. Yani ben daha bulamıyorum ama söylüyorum buluyorlar. Manita resimleri desem offff, offff. Tofaş'ın bile sayfası var. Bi de bunun denizde yapılanı varmış, sörf, mörf gibi bişi, onu da araştırıyorum..
christina aguilera nun var mısın yok musun dan 180 bin ytl kazandığını/bağışladığını herkesten önce öğrenebileceğiniz bir yer.
+ anne ben biliyorum ya izlemeyin şu programı. kız 180 almış işte.
- nereden öğrendin nereden biliyorsun ya?
+ *internetteeeen.
- allah allah nasıl bir şey yahu bu teknoloji.
+ hayret doğrusu dimi.
turkiye de ölçüsüz ve keyfi olarak bolca sansürlenen cağ icadı.
öyle ki mahkemeler artık kisisel blogları bile sansürlemeye başlamışlar.
işte bu yüzden "çiki çiki teorisi" ni başka sitelere taşımaya çalışıyorum.
ben millet bir şeyler öğrensin diye elimden gelen gayreti gösteriyorum bazı embesiller hala dikkat çekmeye çalıştığımı düşünüyor.
dışarıdan bakıldığında, yeryüzündeki güç odaklarının, sayesinde kollarını tüm dünyaya uzattıkları sanal bir gezegen canavarı; içeriden bakıldığında ise isteyenin keyfince kullanabildiği eşitlikçi bir alan ve herhangi sıradan birisinin bir devlet başkanı ya da bir petrol şirketi kadar etkili olabileceği özgürlük aracı; küreselleşmenin günümüzdeki en önemli sembolü.
gün geçtikçe ilerleyen, sonunun ne olacağını daha kestiremediğimiz iletişim ağı... 2010 yılında dünyadaki her kişi başına 10.000 telemetrik (yani sinyal alan veren) araç olacağını düşünürsek, yakın bir zamanda bizim adımıza da düşünecek, bizi taklit edecek bir sistem haline gelecektir..
"istismar edilenler, baskı görenler ve utangaçlar için bir mahremiyet önlemi olarak başladı. şimdi ise sapıklar, caniler ve kötü çetelerin kalkanı haline geldi."
uzağı yakın kılan , akla her gelenin bulunabiliceği , mevlam sen neler yaratıyon yarattıkların neler icad ediyo dedirten 2000 'li yıllarda her eve girmeyi başarabilmiş hayatımızın olmazsa olmaz larındandır.
sene; 1999 ben o zaman tanıştım internetle. belki de öyle zannettim.
ay-net internet cafe var evin az ötesinde, yeni açılmış. bulunduğum şehirde açılan ilk internet cafe. bu nedenle bilgisayar ve internetle pek tanışık olmayan bir şehrin, bu internet cafeye uzay mekiği minneti göstermesi tabiatıyla doğaldı. ben de gittim. o zaman da bu işlerden bir b.k anlamıyordum. şu sıralar da bir b.k anlamıyorum galiba. besg in girdiği bol bakınızlı entrylere baktım da harbiden bi b.k anlamıyorum ki ben daha geçen yıl sırf mozilla ya godzilla dedim diye her ortamda daşşah malzemesi oldum. hatta öyle abartan oldu ki adam sevgilisiyle kavga ediyor, kızın suratı mahkeme duvarı, sırf kız gülsün diye; "pyg mozillaya godzilla dedi biliyor musun" deyip ortamı yumuşatanlar oldu. hayırlara vesile oldum.
neyse asıl mevzuya dönecek olursak, ben yine o sessiz, sakin ama bir o kadar da güzel anadolu şehrindeyken internet denen peygamber icadı şehrimize teşrif etti.
mekan; ay-net internet cafe. giriyorum içeriye, hemen sacit abi karşılıyor beni...
- hoşgeldin pyg
+ hoşbulduk abi, boş masa var mı?
- hee var. mırc mı, araba yarışı mı, internet mi? (evet soru aynen bu zira mantalite de böyle)
+ abi internet
- 8 numaraya otur. (ne farkediyorsa her bilgisayarda her bi bok var zaten, hepsi aynı, olay sacit abinin egosantrik kaygılarından ileri geliyor esasında)
oturup açıyorum explorer penceresini, adres çubuğundaki ok işaretine tıklıyorum, ve önceden girilmiş adresler karşıma çıkıyor akabinde bunlardan birini seçip takılıyorum. babamın çalıştığı daireden biliyorum bunu da. enver abinin bilgisayarında penis com diye bi site hep geçmiş sayfasının en başında dururdu. babam, çok delikanlı adam der enver abi için ama ben bunu yadırgamam ki babam penis.com un içeriğini bilmez. [lan enver abi gay mı bea hala içimi kemirir bu düşünce]
ben bu internet denen dalgayı alışkanlık edintikten sonra, sınıf arkadaşım servet de bu olaya ilgi göstermeye başladı. "abi nolur bana da öğret çok merak ediyorum" ayaklarına yattı. cafede harcanılan zamanın ücretini servet in sırtına vurmak şartıyla yine ay-net internet cafe ye gittik.
servet: hadi girelim abi, aç bakalım
pygmalion: dur ok işaretini tıklayacağım
servet: e tıkla hadi
ok işaretini tıkladım. ama bir b.k yok. boş. önceden girilmiş hiçbir sitenin ismi yazmıyor. işin asıl faciası şu ki; ben internette bir sayfaya ulaşmak için o sayfanın adının yani adresinin adres çubuğuna yazılması gerektiğini bilmiyorum.
servet: olm ne oldu lan?
pygmalion: olum ok işareti boş çıktı
servet: e yani? ne oldu şimdi?
pygmalion: olum demek ki bugün internet yok
servet: olum benim şansım a.q, biliyordum böyle olacağını
pygmalion: olum görüyorsun ok işareti boş, yok abicim bugün internet
servet: hay a.q
***
şimdi bu nerden kafana esti diye sorabilirsiniz, yanıtlayayım hemen;
az evvel servet messengerde oturum açtı.
srvt... @turkcoder.org (dağda ya da sanalda farketmez, biz bu vatan için varız) şimdi oturum açtı.
hacker olmuş bizim servet. ne diyeyim servet be a.q senin.