EmekÇi nesildir. Kimse yok efendim emekle alakası yok demesin. Şimdi ögrenci kopyala-yapıştır-yazdır üÇleminde sadece konu başlığını öğreniyor. Bizler onca ansiklopediden araştır, harmanla, özet Çıkar, el yazısıyla yaz, yanlış yazdın, sil baştan derken emek harcardık. istemesek bile iÇerik hakkında da bilgi sahibi olurduk. Şimdiki nesilden daha emekÇi olduğumuzun kanıtıdır internetsiz eğitim hayatlarımız. Hala kıyamayıp saklar bu nesil ansiklopedilerini.
öğretmen yazarlar hakkında kısa bir araştırma ödevi vermişti ilk okuldayken. evde gazete kuponu ile aldığım ansiklopedilerden yazarları tek tek bulup öğrenip defterime geçirmiş, bir de üstüne yazarların fotoğraflarını oradan kesip defterime yapistirmistim. o defter hala durur arada denk gelir yine açar okurum. 5 pekiyi yazıyor kırmızı pilot kalemle. öylesi sanki daha güzeldi, zor elde edilen emek verilen daha çok kıymetli oluyormuş.
Bizde meydan larousse vardı ilk ve orta okulda ev öğretmenimdi. Sonradan halamgilden yeşil kapaklı seri gelmişti o daha güzeldi. Şimdi neredeler hiç bilmiyorum.
kendisinde olmayan ansiklopedi için komşunun Kitaplığına göz koyan, rica eden ve gözü gibi bakan nesildir. bununla birlikte, bilgi kirliliğinden uzak kapan nesildir.
yıllık ödevlerini ansiklopedilerden yapan nesildir. en azından eğer evde ansiklopedi yoksa insan kütüphaneye gitmek zorunda kalırdı. kitap kokusunu duyardı. o bilgiler uğraş istediği için daha kalıcı olurdu.ama şimdi bilgi tek tıkla önünüzde.
büyük larouusse ve junior larousse ile tanışıklığı olan şanslı nesildir. sözlük gibiydi o zaman. bir tanıma bakacağım diye dalınırdı, bakılmadık atlanmadık şey kalmazdı. ortalık ansiklopedi kaynardı. resimler, indeksler; çok zevkliydi. insan kendini araştırmacı gazeteci gibi hissediyordu. zamanla televizyon ya da sehpa altlığı oldu o ansiklopediler. ama merak duygusuna ansiklopedi kadar iyi gelen bir şey yoktu.
iyi ki "tey tey sene 1970" diye girmemişim lan orta yaş bunalımındaki insan söylemine dönmesin iyice.
analarımızın babamlarımızın paralarının belirli bir kısmı ansiklopedi almak için giderdi.
ve o zamanın gazeteleri kuponla ansiklopedi setleri verirlerdi çeşit çeşit onları biriktirip takip etmekle mesulduk bizlerde, hey gidi günler hey...
rusya'yı s.s.c.b olarak anlatan temel britanica'yı hatırlıyorum. ayrıca sadece biz türkler'e özgü müdür bilmem ama evlerde kütüphane'nin baş köşesinde duran ne kuran-ı kerim ne de ansiklopediler nedense kimse tarafından okunmaz. gösteriş amaçlı gelene gidene teşhir edilir.
çoğunlukla aradığı şeyden daha çok, baş harfi aynı olan kelimelere bakarak zaman harcıyan nesildir. mesela fotosentezi araştıracaksın diyelim. fotoğraf makinesi, fotosel, foton falan derken kırk elli sayfa yazı okumuşumdur bir buçuk sayfalık fotosentez maddesini okumak için. her seferinde de böyle olurdu üstelik. hayır bir de fotoğraflı falan olunca insanın daha da bir ilgisini çekiyor arkadaş.
gerçi şimdi de değişen çok bir şey yok. medeniyetler tarihi ödevimi yapıyordum nereden geldim buraya lan amk.*
evimde bulunan büyük larousse ansiklopedisi sayesin de; bir çok ödevimden iyi not almışımdır. sayfa sayfa araştırmanın, karıştırıken göze çarpanları öğrenmenin zevkini yaşadık sayesinde. 9 yaşımda bütün ülkelerin bayraklarını öğrenmiştim. hala durur evde. hatta bi ara larousse diye nickim vardı.
(bkz: hey gidi günler)
komşular bile gelirdi eve ansiklopediden bilgi bakmaya. dönem ödevi yapan öğrenciler aklına soru takılanlar falan oturur hep birlikte aranan harfin olduğu ansiklopediyi arardık. hey gidi günler.