kıçını kaldırıp bilgiye ulaşmaya çalışmış ve elde ettiği bilgileri özümsemiş şanslı nesildir.
oysa şimdi koca kıçını koltuğa yayıp bir iki parmak hareketiyle bilgiye ! ulaştığını sanan bilgi kirlisi nesilden, çok bilgiye ulaşmanın yetmediğini görmüş ve hala inatla güvenilir bilginin ne olduğunu anlatmaya çalışarak kadayıfa dönmüş kıç tellerini terletmiş te bir nesildir.
çok ama çok daha fazla bilgiye ulaşmak ve aramaya inanarak sonucunda üçün birini elde eden o nesil ve bu nesil kafa kafaya verip sonraki nesillerin dinazorları olacaktır.
dönem ödevlerinin vazgeçilmeziydi meydan larousse. ilkokulda tanışmıştık. nasıl da büyüktü gözümde. gri renkli sayfalarında kaybolmak; kopyala-yapıştır olmadan, emek emek kağıda dolma kalemle özenerek yazmak, yanlış yazınca çamaşır suyuna batırılmış kulak çöpüyle yazıyı silmek.. lise 1'e kadar en büyük yardımcımdı ansiklopediler, ta ki internetle tanışana kadar. hala daha güvenilir, daha samimi gelir bana o dev kitaplar. asla yanılmazlar ve her zaman kabul görürler. emek vererek, önce okuyarak, öğrenerek ödev yapmak; bilgi yutmaktır ansiklopediler.
teknolojinin nimetlerinden faydalanamamış nesildir. ama daha bilgilidirler, çünkü o araştırmayı yaparken sayfalar arasında daha değişik bilgiler edinir.
dönem ödevlerini hazırlamak için ansiklopedileri kurcalamış nesildir.
bilgi bulunur bulunmasına da, o bilgileri çizgisiz kağıda elle yazmak ölüm gelirdi. yazımın bok gibi olmasından dolayı, abime yazdırmak için onun isteklerini yerine getiren kölesi olurdum. iyi günündeyse yarısını yazar, diğer yarısını ben yazmak zorunda kaldığım için ödevin yarısı çince gibi olurdu.
bir de o altta çizgileri koyu kalemle kalınlaştırılmış çizgili kağıdın sağa sola kayması var ki; sinirden kendimi sikesim gelirdi. cümledeki harfler peşi sıra devam etmesi gerekirken adeta sinüs eğrisi şekline olur, a4 kağıtlarının israf olmasına sebep olurdu.
ilkokul yıllarımda kütüphanemizden aldığım temel britannica'nın bayraklar bölümü sayesinde onlarca ülkeyi tanıdım, kültürlerini, tarihlerini araştırdım. ortaokula başladığımda yetmiş küsür tane başkent, onlarca dünyayı değiştiren insan tanıyordum. milliyetçilikten ziyade dünya insanı olmamı, başkalarının haklarına saygı göstermemi sağlayan ansiklopedi kültürü, internetteki bilgi çöplüğünden çok daha zevklidir.
yabancı olmadığım nesildir.Ödev yapmak için yada yıllık ödev denilen saçmalıgı yapmak için kutuphaneye gitmek için okuldan izin alıp kutuphane yerıne atariye giden nesildir.
genellikle gazeteden çıkan britannica ansiklopedilerinden oluşmuş kitaplıklara sahip gençtir.
o sarıya çalan sayfalar arasında gezinerek birde oradakileri deftere yazmakla uğraşmıştır. çoğu zaman da aradığını tam olarak bulamamıştır. birde aradığın konuya gelene kadar bir sürü alakasız sayfaya takılıp kalırsın, boşuna zaman geçer. ama güzeldir, hatırası vardır.
hala o ansiklopedileri atmaya kıyamayan nesildir. kendi atsa babası atmaz lan. kaç gün kupon biriktir bilmem ne yap.. yazık. emek var emek! nasıl kıyacaksın?
çalışkandır, emekçidir, sabırlıdır. ancak sike sike böyledir. başka alternatifi yoktur zira. ansiklopedi yoksa başka birşey var diyemez. basit bir tarih dersi için beyazıt kütüphanesinin karışık raflarında ebesine zevk vermekle meşgul olmuştur saatlerce. gözlerinin neferi sönmüştür. yetmezmiş gibi tüm bunları elleriyle yazmıştır ve sonuçta angut hocası tüm emeği kenara atarak birkaç yazım, imla hatası yüzünden not kırmış ve bu kişi basit bir 70 almıştır.
ancak birkaç dakikada copy paste yapan günümüz gençliği 80' ler 90'lar alırlar. emeğe not vermeyen eğitimcilerin değerini bilemediği bir nesildir.
meydan larousse'nin, bindokuzyüzbilmemkaç yılının baskısını hala evinde başköşede tutan nesildir *. dönem ödevlerinin kapaklarını, şablonlu cetvelle yazıp bir harfte bile hata yapınca yeniden yazan nesildir. okuduklarını copy-paste olmadığı için daha iyi sindiren nesildir. bu yüzden şimdikilere göre daha dolu nesildir. şimdikiler, kızmayın ha hepiniz için değil *. aradığı konuyu bulana kadar başka ilgisini çeken birşeyi görüp onu da okuyan nesildir, vs. vs. *
bilgiyi araştırıp bulmak değil de en zorlayan onların arasından konunun özetini çıkarıp da yazmaktı bir zamanlar bu nesil için. dönem ödevlerinin, günlük konu araştırmalarının karın ağrılarına sebep olduğu günlerdir. yine de zevkliydi, ödevi tamamlamanın verdiği gurur vardı. *
aralarında altıncı nesilin de bulunduğu nesillerdir.bilgisayarla 2005 yılında internetle 2006 yılında tanışmış biri olarak hala o ansiklopedileri saklamanın gururunu taşıyorum.
hazırladığı ödevlerin içeriğini doldurmak için kilolarca ağırlığındaki ansiklopedileri *** sayfa sayfa arşınlayan, bu sayede kendisine lazım olan bilgiden daha fazlasını öğrenen fakat gelişen teknoloji ile beraber, yalan oldunuz ansiklopediler; iyi ki varsın google diye naralar atan nesildir.
iyi bir nesildir, ben de o nesile dahilim. su kadarini söyleyeyim, ansiklopediyi eline alip bakmak, wikipedia´dan okumaktan daha güzeldi. bak, bugünkü nesilin elinde o kadar imkan varmis gibi görünmesine ragmen, cogu ne ülkelerin bayraklarini bilir, ne de nüfuslarini, biz bilirdik hepsini.
biz de cumhuriyet ansiklopedisi vardi.
azizim, kim ne derse desin, internet kitabin yerini tut mu yooooorrr....
gelişim yayınlarının önce resimlerini ezberleyip sonra yaz tatillerinde ilk ciltten itibaren okumaya başlayıp bütün tatili rüyalar dünyasına dönüştüren nesil. *
bu nesil ansiklopedi sayesinde sadece aradığı şeyi okumaz onu ararken gözüne takılan diğer kavramlara da bakardı. bu da onlara* artı tabi. tek bir şey öğrenmek yerine bir çok şey öğrenmek.
yazıktır, günahtır neslidir.
(bkz: anabritannica)
(bkz: meydan larousse)
(bkz: büyük kültür ansiklopdisi)
(bkz: gelişim hachette)
şimdilerde bilgisayar çıktısını ödev olarak kabul eden öğretmenler o zamanlar beyaz a4 lere yada kaplı etiketli çizgili defter sayfalarına faber kurşun-kırmızı kalemlerle binbir itinayla yazılmış ödevleri zar zor beğenenlerdi.
