google yerine hayat ansiklopesi'ni, ana britannica'yı ve meydan larusse'yi kullanan nesildir. ayrıca aradığı maddeleri tararken yine bu ansiklopedilerden birçok farklı bilgiyi de öğrenmiş nesildir.
ev ev gezip, ödev araştırmış nesildir bunlar. bir elinde kalem bir elinde kağıt ödünç alabilirse ansiklopediyi ne ala yoksa pinti komşuda yazar. en sonunda babanın dayanamayıp, 20 küsür ansiklopediyi eve dizmesiyle bu eziyet bir nebze son bulsa da bulunamayan ödevler için mahalle kazan çocuk kepçe, dön baba dönelim. millete acınıp verilen ansiklopedilerin ortası ayrık olarak gelmesi de cabası.
harika bir nesildir.bilgi arayan ve bulan nesildir.babam maaşının önemli bir kısmını vererek gazeten almıştı o ansiklopedileri.orta okulda çok işime yaramışlardı.bazen de öylesine sırf bir şeyler öğrenmek için açar okurdum , her defasında değişik bir bilgi okur , her defasında şaşırırdım.şimdi kırtasiyeciler çocuklara hazır çıktıları veriyor çocuklar okumuyor bile , oysa ansiklopedi de arayacağın bilginin harfini bulmak bile keyif verirdi bana.
Her madde icin resim olmazdi resim sayisi az idi.sayfalar arasinda dolanirken o resimlere bakmak da cok kiymetliydi.haritalar,bitki,insan resimleri vs.
çıplaklığı art resimlerde ikonlarda tanımış nesil.
(küçük bebelerin arada bu resimlere bakıp pis pis gülmeleri var ya)
tarih hocasının "kültür nedir araştırın yazın gelin" ödevini ansiklopedide araştırıp da 2 sayfa biyolojideki bakteri kültürlerini yazıp öğretmene vermişliğim de vardır.
bu ansiklopedilerin seti 10-15 liraya gidiyor artık.
kütüphaneden bilgiler özet çıkarılır. eve gelince beyaz çizgisiz kağıda el yazısı ile kağıdının altında yamuk olmasın diye çizgili kağıt konulup yazılırdı. başlık kırmızı pilot kalem ara başlık lacivert pilot kalem. ana yazı siya pilot kalem.
genelde kendi evine ansiklopedi almamış, apartmandaki abla veya abilerden ya da akrabadan tanıdıktan kalmış, nesilden nesile aktarımla ilerleyen ansiklopedileri okuyan nesildir. sadece kendi konunuza bakacakken gözünüz kayar başka şeylere de bakardınız. böyle böyle bütün gecenin ansiklopedi okumayla geçtiği olmuştur.
çoğunun evinde bilgiye ulaşmak için a dan z'ye kadar ansiklopedi olurdu. lan o amına kodumun ansiklopedisinde neler aramadık neler ! hoca, ödev verirdi, konu haftaya yetişecek diye, ansiklopediden bakar, yazardık.
hatta, bazı hocalar ne akla hizmetse resimli ödev verirdi. bir ara, ansiklopedinin resimlerini kesip ödeve yapıştırdım diye evdekilerden fırça yemiştim, neyse !
ödev, ansiklopedide yoksa, sıçtığımızın resmiydi. il kütüphanesine gidip, o konu hakkında ne kadar ansiklopedi var, araştırırdık. ansiklopedileri rehin de vermezlerdi, ayrıca il kütüphanesi eve de uzaktı. sabahtan, akşama kadar kütüphanede oturup, yazı yazardık, ödev yetişsin diye. ne günlerdi, vay be !
şimdi bakıyorum da, şimdiki nesil cidden çok şanslı.. ödev mi verdiler, gir internet'e tek tıklamayla ulaş.
ulan, bu ödev b.kuna hayatımızı s.ktiler gerçekten .. hey gidi hey !
şuanda bilgiye ulaşmak tuş mesafersi kadar olmasına rağmen o günleri özleyendir.
sessiz bir ortamda özellikle cumartesileri kütüphaneye gidilir ve kalın kalın ansiklopedilerden istenilen bilgiler düzenle deftrere geçirilirdi. fen bilimleri için bilim teknik dergisi, genel konular için brittanica başlıca kaynak olurdu.