şimdiki gibi bilgisayarların bir merkezden kolaylıkla yönetilemediği, ücretlerin elektronik olarak değil de tükenmez kalemle bir parça kağıda yazılarak hesaplandığı yıllardı.
kafe sahibi kendi masasından sizin ekranınızı açıp kapayamazdı şimdiki gibi. siz o bilgisayara bir program yüklediyseniz, o program orada silinene kadar kalırdı. şimdi ise o bilgisayara ne yaparsanız yapın, kafe sahibinin tek tuşa dokunmasıyla resetleniyor.
iş "internet" olmasına rağmen, her şeyin "manuel" yürüdüğü yıllardı.
ve benim çok da istemememe rağmen arkadaşlar tarafından hem de öss zamanı sürüklendiğim yerlerdi.
deepfrezin henüz keşfedilmediği,herkesin virüslerden korkutğu ,msn'de kız düşürme muhabbetlerinin bol olduğu yıllardı.
+half life kuruldu beyler kendine güvenen gelsin'' gözde oyunlardandı.
counter strike atmanın büyük bir haz ve zevk kaynağı olduğu yıllardı. saati o zamanın parasıyla 750 lira olan nete 1 saatlik hesap açtırtılır, toplu cs savaşı yapılırdı. kalan 25 kuruş bim'de değer kazanır ve alınan gıda maddesi tüketilerek oynanan oyunun kritiği yapılırdı.
daha eskilerde ise süre aşımı vardı, 1 liralık oturup 2 lirayı bulduğumu bilirim fifa 2002 dünya kupasında kupayı almak için. ya da fifa 2000 de...
mırc'ın oldugu zamanlardı. insanlar orda gönlünce kolpalar, muhtemelen gerçekte erkek olan bi kızla 5 10 dk konusunca 'lan hatun düşürdüm' muhabbetine girerdi.
mirc ve nfs2 bunu anlatan en güzel şeydir sanırım. daha cs falan yoktu o zamanlar mircte yabancı hatunlarla konuşup ingilizcemizi geliştirmeye çalışıyoduk. 56k modem paso düşerdi vs. güzel yıllardır ama hiç teknolojik değildi. bilgisayar kullanmayı öğrenmemiz de yeter tabi.
okuldan kaçan eve geciken dershaneye gitmeyen çocuğun, ebeveynleri tarafından elleriyle koymuş gibi bulunduğu yıllardı.
bir de bu masaya yazılan fişlerin koleksiyonunu yapan kafe sahibi görmeden masalardaki fişi saatlerce oyun oynadıktan sonra ceplerindeki uygun fişlerle değiştirenlerin olduğu yıllardı.kasada oturan kişinin farketmediğini sanarlardı.
ekşi sözlükten arak başlık. anladığım kadarıyla ekşi sözlükte bahsi geçen yılların kafe bebeleri daha fazla. orada 150'ye yakın entry girilmiş buralarda çıt yok *.
birçok işsiz güçsüz insana papi chuloyu ezberleten yıllardır. perdono diye bi şarkı vardı o da çok popülerdi internet kafelerde ama onu ezberleyemiyodu aynı kişiler nedense. *
Bir internet kafeci olarak özledim o yılları fiş yoktu çay fişlerine yazardık oturuş zamanını(6 deste çay fişi 1 milyondu)
Bilgisayarlarda deep frezee(difürüz) yoktu müşteri bilgisayarın anasını ağlatırdı eski haline getirene kadar ölürdük.
Half-life vardı bide o zamanlar çok meşhurdu sürekli bu oyun oynanırdı.
internet kafelerin internet kafe olduğu yıllara yetişebildim mi bilmiyorum ama internet kafelerin şimdiki internet kafelerden hallice diyemeyecek kadar az farklı olduğu yılları gördüm.
herkesin street fighter oynadığı yıllardan sanırım çokça sonraya tekabül ediyor bu yıllar.
chat denen şeyin keşfedildiği o sikimsonik dönemlerdi.
hayatına aklı yerine hormonların yön verdiği zibilyon tane gencin tüm zorluklara göğüs gererek kafede geçirdiği o zorlu 1 saatleri biliyorum.
internet kafe fişlerinin değiştirildiği zamanlardı. half life oyununda bile hızlıca multiplayer lan game diyemezdiniz bilgisayar hemen kilitlenirdi. half life boot camp ın crossfire ile kapıştığı yıllardı.
gençliğe, arabayla yüzmeyi, gökten tank indirip onunla ateş etmeyi, sokak ortasında adam kesmeyi öğreten yıllardı.
(bkz: nuttertools)
(BKZ: leavemelone)
(bkz: gta vice city)
yan masamda oturan kızın mircda yaptığı chatleri göz ucuyla süzdüğüm yıllardı. nickini öğrenip aynı kanala aynı nickle girip neler karıştırdığını anlamaya çalışırdım. bana neyse?