konuşmaya çalışmaktan kastım, cam'de konuşmak elbette. 'tip' demem de aşağıladığımdan filan değil; karakter sınırına takıldığımdan. aslında 'kişi' olacaktı...
bir misal üzerinden anlatmaya çalışayım efendim:
yer: kıytırık bi internet kafe
zaman: cumartesi
populasyon: cumartesi olması sebebiyle ful asker dolu. çarşı iznine çıkan internete koşmuş, gizli gizli hatun görüntüleri seyrediyorlar.
kahraman: kahramanımız genç bi kız.
kafe kıytırık olduğundan, bağlantı bozuk, kamera bozuk, mikrofon bozuk.. bozuk da bozuk!
- aşkım geliyor mu sesim?
+ ...
- ya gelmiyo muu?
+ ...
- hah, tamam galiba
+ ...
- bağırayım mı? tamam bağırıyorum. (bu noktada işte, kafe ahalisinin dikkatini çekiyor.)
+ ...
- ben de seni seviyorum. canım beniimmm (abla bağırma gözünü sevem)
+ ...
- ya özlemedin mi sen beniiii? (aha, sorguya başladı)
+ ...
- ayıp ama (yavrum zorlama adamı, haybeden kavga çıkarma)
+ ...
% ana, ana, geliyor mu sesim? özledim sizi ana (bu da yan bilgisayardaki asker. annesiyle konuşuyor. lan ortam tahtakale borsası gibi. cümleler birbirine karışıyor)
- yanındaki kim? (fiyuuu, kavga başlıyor)
+ ...
- hımmm, peki.
+ ...
- yapmıyorum trip filan!
* lan süper karılar var çarşıda. yaz geliyor ya, açılıp saçılmışlar. heee. (bu da başka bi asker. coşmuş, bağırıyor)
- ne istediysen yaptım ama ben!
+ ...
- ya regldim o gün!
+ ...
- regldim diyorum, regl! bunun için mi triplerdesin? (abla bağırma gözünü sevem. ev değil burası)
+ ...
- off yaa!
böyle sürüp gidiyor konuşma. abartıyor muyum? olabilir. ama kulaklığı takınca bağırarak konuşuyor ya insan. herkesin kendisini duyduğunu bilmiyor. sakin olmak lazım.