genelde grup halinde ve buyuk bi gurultuyle cafe ye girerler sonra karalastirdiklari oyunu oynarlar.bazilari okadar kucukturlerki daha klavyeye boyu zar zor yetisir.sigara dumani altinda daha bu yasta ekran basinda curumeya baslamalari acinasidir.
"adam orda değil geri dön lan, sağında, balkonda, ebende, oranda, buranda" diye bağıraraktan insanın beyniyle cinsel ilişkiye giren çocuklardır bunlar. kaçılması gerekmektedir ortamdan.
saatlerce internet cafede kalma potansiyeline sahip olan tiplerdir. internet kafeyi onlar açarlar resmen, öğle yemeklerini orada yerler ve gecenin bir vaktine kadar oyun oynamaktan sıkılmazlar. günün sonlarına doğru kafayı yeme raddesine gelenler ve akabinde mouse ı bomba niyetine duvara fırlatanlar görülmüştür. *
tek başına ise; gta vice city, need for speed underground gibi oyunlar oynarlar. grup halindelerse, counter strike, half life falan oynarlar genelde. aralarında bir tane oyunun server'lığını üstlenen oyundan anlayan bir arkadaş vardır. o bilgisayardan o bilgisayara koşar diğer arkadaşlarını oyuna sokabilmek için... ilginç çocuklardır bunlar.
silkroad'u sikroad diye telaffuz ederler, ısrarla ve ısrarla knight'ı kınayt diye okurlar, bütün harçlıklarını bu iki oyuna harcarlar, evlerinde bilgisayarları yoktur, antisosyal yetişirler,yazıktır.
cafe sahibini sinir hastası eden çocuklardır. çocukların gürültülü konuşmaları ve müşteriyi rahatsız etmeleri cafe sahibini son derece sinirlendirir ve cafesine bir daha müşteri gelmemesi kaygısı ile çocukları tehtid eder. ama ne de olsa yaptıkları adı üstünde çocukluktur fazla kızmamak gerekir.
iyiki yapmamışım dediğim bir eylem.o an ki ruh hallerini ve heyecanlarına şaşıyorum gerçekten.eskiden atari salonları vardı aslında aynı şey diyebiliriz.teknolojinin gelişmesi ve bilgisayar oyunlarının hakimiyetiyle atari salonlarının almış olduğu yeni bir şekil.ama yine de o atari salonları daha sempatik geliyodu bana.internet cafelerde insalar daha kopuk daha içlerine kapanık.dışardan gördüğüm buydu.atari salonlarında en azından yanımızda mutlaka bi arkadaşımız olurdu beraber oynardık
zevklidir aslında. bir grupla içeri girilir ve hemen bir yerlere oturulur. süresiz açtırılır ve oyuna başlanır. genelde grupla girildi için oyun cs olur.
evinde bilgisayarı olmayan fakir çocuklarıdır. Bazıları da okulu kırıp eve gidemediğinden takılır. evinde bilgisayar olmayanlar bellidir zaten. pek masada oyun oynarken bulamazsınız onları. genelde yan Taburede oturmuş oyun oynayanları izler. elinde tuta tuta terlettiği 1 milyonu harcamak için uygun zamanı (arkadaşlarını) bekler. Bazıları da internet cafeyi işletene yardım ederek birkaç saat beleşe oyun oynar. ben yıllarca internet cafe işlettim. çok yakından tanıdım onları.
hiç unutmam geçen sene bi yerde işim var. Ama o işi halletmem için 3 saat beklemem lazım. daldım internet cafeye. serious Sam oynamaya. hiç bıkmadım o oyunu oynamaktan. neyse yanımda da bi velet beni izliyor. arada da "abi iyi oynuyorsun he" diye gazlıyor kerata. ben de çocukken çok oturdum o taburelerde. ne hissettiğini benden iyi kimse bilemez. Ayrıca elinde terlemiş 50 kuruşu bile yoktu.
Ulan çocuğa takdir aldın desek o kadar sevinmez. sarılıp klavye öpecek nerdeyse. abi serious Sam mı oynayım? diyor. istediği oyunu oynamasını söyledim. çocuk aklı işte. parayı ben verdim ya. aynı oyunu oynaması gerektiğini zannediyor. biraz zaman geçince ikimize de tost söyledim. meyvesuyu filan. çocuk mutlu oldukça ben de oldum amk. çıkarken yarım saatlik daha parasını ödedim. çocuğa da
-yarım saat daha oyna. sonra git eve dersine çalış.
dedim. pek salladığını sanmıyorum. ona iyilik mi yoksa kötülük mü ettim onu da bilmiyorum. o an mutlu olması yetti.