orta okul zamanlarındaydık yaşadığım küçük şehirde 1-2 tane internet cafe açılmıştı.
bunlardan biri de abim ve arkadaşlarının takıldığı tuncay abinin yeriydi.
onun referansıyla biz de başladık gitmeye ki oldukça entellektüel bir cafeydi.
kocaman bir kütüphanesi vardı, soft müzikler çalardı tostu da güzeldi ayrıca.
yaptığımız aktivite de ingilizcemiz gelişsin diye icq' dan ingilizce yazışmalar, mektup arkadaşlarıyla sohbet falan. o zamanlar henüz ayça_22 hesap sahibi bile değildi.
tuncay abi de matrak adamdı. abimi de tanıdığı için sahiplenme güdüsüyle kuşanmış, yalandan bilgisayar monitörlerini siliyormuş gibi yapar, hangi sitelere girdiğime bakardı. güzel bir ortamımız vardı.
sonraki yıllar işim düştüğünde gitmiş ve hayal kırıklığına uğramıştım.
çoluk çocuk ergen kaynayan bir yer ve etraftan "beni vurdun " diye küfreden veletler. şimdi her birimizin evini bırak, cebimizde internet var. zaman ne kadar çabuk ilerliyor.