1978 yapımı, woody allen'ın izlediğim ilk ciddi filmi. bu ciddiyet meselesi tartışmaya açık ya, neyse.
yine de bu filmi diğer filmlerinden ayıran bir şeyin olduğu muhakkak.
filmde bergman esintisi fazlasıyla hissedilir. ki bu esintilere denk gelmek oldukça güzeldir.
Yıllar önce TRT'nin "iç Dünyalar" adıyla gösterdiği ama sonraki yıllarda bazı tv kanallarında "Aile Rüyası" ismi ile gösterilen Woody Allen filmidir. Aynı zamanda Woody Allen'in ilk ciddi yapıtıdır. ilk bakışta, görüntü çalışmasından karakterlerine ve olay örgüsüne kadar, son derece kasvetli ve soğuk bir film izlenimi doğursa da bazı eleştirmenler bunun Ingmar Bergman'ın "Scener ur ett aektenskap - Bir evlilikten sahneler" (1973) yapımı filmine Amerika'Nın cevabı olduğunu düşünmüştü. Ancak, bu yüzeysel ve önyargılı bir yaklaşımdır. "Interiors" Woody Allen'ın en güzel çalışmalarından biridir. Olağanüstü bir incelikle tasarlanmış ve gerçekleştirilmiştir. "Bergmanesk" havası bir kenara bırakılırsa, içerik ve biçim bakımından komik yapıtlarından fazla bir farkı yoktur.
Film başladığında önemli gelişmeler çoktan olmuştur. 60 yaşındaki saygın hukukçu Arthur, nihayet istediği gibi yaşamak için, başarılı bir içmimar olan karısını ve üç kızını bırakmıştır. Karısı eve (iivi) soğuk, baskın karakterli biridir. Çevresindeki herşeyin düzenli, uyumlu olmasını ister. Ailesini şık bir iç mekan gibi düzenlemeye çalışmış, insanların mobilya ya da aksesuvar olmadığını düşünememiştir.
Yönetmen : Woody Allen
Görüntü : Gordon Willis
Oyuncular : Diane Keaton, Marybeth Hurt, Richard Jordan, Kristin Griffith, E.G. Marshall, Geraldine Page, Maureen Stapleton, Sam Waterston
1978 yapımı Woody Allen filmidir. Yönetmen filmde mizahı bir kenara bırakır ve ingmar Bergman sinemasına bir saygı gösterisinde bulunur. "iç mekanlar" adıyla da anılan filmde sorunlu bir ailenin geçmişten bugüne yaşadıkları bireysel tepkilerin ışığında gündeme gelir. Anneden ayrılan baba, artık bir yetişkin olan çocuklar eksik yaşamlarını film boyunca sorgularlar. Filmde Diane Keaton yine başrolde. Hemen hemen aynı dönemde çevrilen Bergman'ın "güz sonatı" filmiyle benzerlikler taşır.