normal bir davranıştır. amına koyayım kimse de demiyo ne zaman bu hale geldik diye. sanki sadece bizimkiler paylaşıyo. foodporn diye tag var instagramda. yok görgüsüzdür, şöyledir böyledir. eleştireceğimiz nokta davranış değil, davranışın normalleşmesi olmalı. ve artık o kadar normal ki bu tarz şeyler kimse paylaşırken yadırgamıyo.
Bunu genelde baya balık etli şişko bile diyebileceğiniz arkadaşlarınızın daha sık yapması insanı şaşırtır.Her gördüğünüz fotoğrafın ardından "eh be camış karı azıcık az çikolata yemek ye de zayıfla" dersiniz.
kardeşimle pizza keyfi, starbucks ta moca keyfi ...
külliyen ve şiddetle karşı olduğum bir durum, yediğiniz içtiğiniz sizin olsun lakin;
açlık sınırının 1.082 tl olduğu ülkemizde; dört kişilik ailenin aylık ortalama gıda harcaması 1.027 tl dir.
mutfak enflasyonundaki son 1 yıllık artış %9.8 dir.
asgari ücretin 846 tl olduğunu düşünürsek ki, ülkede özel sektörde çalışan %45 asgari ücret gösteriliyor, insanlar 181 tl lik gıda açığı ile başlıyor zaten kafadan.
yiyin için sıçın paylaşın daha amk, sidik yarıştırın milletle. aa ama olur mu merve dominos pizzada birşeyler yiyip paylaşmışşsa sende aşağı kalma pizza hut ta birşeyler paylaş, laykların eksik kalır maazallah.
vedat milör para kazanıyor,diğerleri ne kazanıyor.ama ben sunu az çok kestirebiliyorum,bunların hayatında hersey gulluk gülistanlık gidiyor.ve bence bu dehşet verici durumdur.imtihan olmalı ara sıra ki Allaha dua etmeliyiz.hersey yolunda gidiyorsa Allah sesimizi duymak istemediğinden peşin peşin veriyor dünyada.Allah korusun.
yaptığı kahvaltıyı, yediği yemeği sonrasına içtiği kahveyi en sonunda yediği tatlıyı instagram'a koymaktır.
bana göre görgüsüzlüktür.
anlamıyorum ben bu olguyu.
sanırım hiç anlamayacağım ama bir millet nasıl olur da yediği yemeği "ayıptır söylemesi" diye anlatılırken yediği yemeği, tatlıyı, pastayı paylaşır hale geldi.
yapmayın gençler.
bunun adı düpedüz görgüsüzlük.
"yediğin içtiğin senin olsun gezdiğini gördüğünü anlat"
--spoiler--
eskiden albümler vardı. buna sahilde çekilen fotoğraflardan en güzel olanlarından iki üç kare evde eski döşeme, tahta oymalı eski tekli koltukla genelde karede evin reisinin de bulunduğu çekilen yine en güzel iki üç kare olan fotoğraf konurdu yemekle ilgili koyulacaksa da ya dışarıda yenen çok özel bir yemeğin fotoğrafı konurdu yada evde ki ufaklığın doğum günü pastasının üzerinde ki mumları üflerken ki anı.
eskiden instagram yoktu 36 karelik film ruloları vardı yarı-tam pro olup olmaması da fark etmezdi makinenin denklanşöre basıp baş parmağınla sarardın bir sonra ki resim için ruloyu. elini flaşa koyduğun ertesi gün fotoğrafçıdan yeni yıkatılmış fotoğrafları alıp eve bi koşu gelip baktığında anlaşılırdı.
biz kucukken arkadaslarimizin cani cekmesin belki alamiyorlardir diye sekerimizi cikolatamizi evde yerdik, beslenme cantamizda ekstra abur cuburlar olmazdi. simdi oyle mi, "bakin ben ne yiyorum ne iciyorum herkes gorsun"e dondu olay. yazik gercekten.