insan özü ırkından, milletinden ve milliyetinden ibaret değildir. insanın özü iyilik, güzellik ve gerçektir. bütün milliyetçi ve ırkçı yaklaşımlar iyiliğin, güzelliğin ve gerçeğin dışındadır. çünkü: iyilik, güzellik ve gerçeklik evrensel kavramlardır, tikeldir. öznelleştirilemezler.
bütün milliyetçi düşünenlerin içine düştüğü yanlıştır. öyle körleşmişlerdir ki, yüzyıllardır aynı topraklarda yaşadığı insanları, kardeşlerini karşılıklı öldürmek sıradan bir olay haline gelmiştir artık. ama insanın özünde sevgi olmalıdır, nefret değil, iyilik olmalıdır, kötülük değil, kardeşlik olmalıdır, ırkçılık ve milliyetçilik değil..
bilimsel gerçek; hegel'in tinin görüngü bilimi ve tarih felsefesi'ndeinsanın ereğinin özgürlük olduğunu şüphe götürmez bir netlikle kavramsal olarak tanıtlanmasıdır.
ayrıca hegel sosyalist değildir; uscu*dır. insan usu; iyiyi, güzeli, gerçeği tam anlamı ile açındırarak özgürlüğe erişmeye zaman içinde ilerlemektedir. e tabi bu uzun süre içinde bazı ilkel beyinliler, homoerektusların anlayamadığı geçişler olmaktadır. bu geçişler sonucunda ırkçı ve milliyetçi akımlar tıpkı avcılıktan tarıma, tarımdan sanayiye geçiş örneğindeki gibi ortadan kalkacaktır. her biri birer görüngü olan tinin açınma süreci özgürlüğe kadar ilerleyecektir.
ancak bazı zihni tükenmiş fukuyamacı gerzeğe göre kapitalizm tinin ereğidir. türk ırkı (ya da artık hangi ırktansa) en yüce ırktır. fakat tıpkı şu anda yaşanan kapitalizimin çöküşü örneğindeki ilerleme gibi bu ve bunun gibi zavallı inanışlar ortadan kalkmakla zorunludur. tabi aynı gerzekler insanlık tarihini 20.000 yılla sınırlamaktadırlar. geri kalan yaklaşık 980.000 yılın bu gibi insanlar için hiç bir önemi yoktur.
bilimin ırk kavramını kabul ettiğini savunan insanları yaratır. her şeyi kirlettiniz, elinizi bari bilimden çekin. asıl ırk denen kavramı elinin tersiyle silkip atan şey bilimdir, yaşayan her insanı homo sapien diye tek ırk altında kategorize eden şey bilimdir. ve evet, bilime göre pigme de finlandiyalı da birdir.
burada genetik açısından yaklaştık ama sosyoloji de bilimdir doğru. sosyolojik olarak bakarsan o zaman farklı toplumlar arasında farklı kültürel ve sosyal teamüller olduğunu savunabilirsin ama bu fark ırk bazında olmaz ki. ayrıca şu an bu tartışmayı yapan herkes aynı nüfus cüzdanını taşıyor, aramızda aynı dili konuşmak dışında hangi sosyal ortaklıktan bahsedebilirsin ki.. türkün faşisti ile aramdaki benzerlik, ermeninin sosyalisti ile olanı kadarıyla kıyas bile götürmez.
istediğiniz kadar ırkçı olun artık onu değiştiremeyeceğimizi anladık, sindik eyvallah, ama bilim sanki bu saçmalamalarınızı destekliyormuş gibi laflar etmeyin.
dünya üzerinde 300 yıl evvel üretilmiş felsefeleri günümüz genetik, toplum bilim, biyoloji veya antropoloji bilimiyle kıyaslayabilecek kadar saf insanlar tarafından sanı olarak adledilen buz gibi gerçekliktir.
hoş, aynı insanlar 200 yıllık ideolojilerin peşinden koşabilecek kadar geri kafalıdır; kendilerinden daha ne beklenir, apayrı tartışma konusudur.
romantik insan kitlesi kabul etse de, etmese de; bilim, insanları ırkına ve hatta aynı ırk üzerinde etnik değerlere, mümkünse yerel adetlere; hatta sülaleden gelen geleneklere göre sınıflandırır. sınıflandırma işlemi; bilimin köken ve kaynağıdır. insanları ırkına göre dedem ayırmamaktadır; insanların belirli fiziksel özellikleri, etnisitesi, dili vs. gibi kitlesel olarak ayraç görevi gören farklı farklı özellikleri vardır.
bütün bunları gözardı etmek; ırksal, etnik farklılıkları yok saymak ancak hamburger kültürünü bütün dünyaya enjekte etmeye çalışan global sermaye sahiplerinin kapitalist emellerine hizmet eden hasta enternasyonalist beyinlerin yapabileceği iştir.
bilim inanç meselesi değildir; inanılsa da, inanılmasa da; yok ta sayılsa gerçekliktir. romantik pembe bakış açıları ve ütopik skolastik felsefe ile ancak kendini kandırır insan. at gözlüğü, güneş gözlüğü ile aynı görevi görmez.
