çoğumuzun çalışma ve yaşama nedenimizdir.burada ismini yaşatmak derken kendi heykelini diktirmek veya gazetelerde şahsınız adına verilen bir öldü haberi değil.tam tersi belki de yüzyıllar sonra geriye dönülüp bakıldığında adınızın hatırlanmasıdır.bu hatırlanma belki iyi olur belki de kötü olur bu farketmez ama en azından toz olmuş bedeninizden geriye insanlar tarafından hatırlanacak bir şeyler bırakmak bence önemlidir.
peki olaya bir de şu yönünden bakalım,bir insan isminin neden yaşatılmasını ister?
doğduğumuzdan itibaren hepimize farklı farklı isimler* koyulur.bunun temel amacı toplumda düzeni sağlamak ve olabilecek herhangi bir karışıklığı önlemektir.bu isim koyma işi yaratılışın ilk zamanlarında insanların sınıflandırma hevesinden ortaya çıkmış ve şu an içinde bulunuduğumuz 21.yüzyıl'a kadar devam etmiştir.zamanla bu isim üzerinden sınıflandırma hayatın her dalına sıçramıştır ve bir düzene sokmak amacı ile toplumdaki her şey çok uzun bir süre sonucunda sınıflandırılmıştır.tabiki bu sürede de insanlar arası farklar göz önüne alınarak insanlarda sınıflandırılmaya başlanmıştır.zamanla bu üstün insan ve sıradan insan olarak toplumun bilinçaltında yer bulmuştur.işte bu sayede belirli üstün insanların isimleri çok uzun süreler yaşamış,bazı kişilerin isimleri ise öldükten sonra veya yaşarken unutulmuştur.daha önceden sınıflandırma olarak bilinçaltımıza işleyen davranış kendimizi üstün yerlerde görmek istememiz ile beraber iş hayatlarımızı ve hobilerimizde yerlerini almıştır.hobi ve iş hayatındaki çalışmalarımız para ve eğlence üzerine düşünülse de saygınlık adına verdiğimiz uğraşlar kesinlikle göz ardı edilemez.
'peki iyi güzel de ben öldükten sonra niye ismim yaşasın?'diye düşünmeniz bu durumda çok normal.
bunun da altında biz küçükken aklımıza sokulan oğlumuz/kızımız ileride büyük insan olucak,doktor,mühendis olucak tarzı düşünceler yatar.bu ilerleyen yaşlarda daha doğrusu lise dönemlerimiz de artık bir temenniden çok bir zorunluluk halini alır.ardından hayata belli bir yerden tutunarak çalışmaya başlarız.bu çalışmalarımız bizim için vaad edilen doğrultuda olabileceği gibi çok farklı bir şekilde de gayet olabilir.bundan sonrasında işin içine aile kavramı girer ve insan kendisi kadar ailesi için de çalışmaya başlar.bu durumda çalışan kişinin temsil ettiği sırf kendisi değil aynı zamanda bütçe konusunda yardımcı olduğu ailesidir.bu demek oluyorki artık ailesi adınada çalışıyordur bu insan.artık işin içine helal para,emeğinin karşılığı gibi sözler girmeye başlar.bunların hepsi üstümüze yapışan adın temiz bir şekilde kalması adınadır.çünkü doğumumuzdan itibaren bize anlatılmaya çalışılan şey bu ismin ve bu ismin arkasındaki herkesin temizliğidir.
tabi durum bu şekle geldikten sonra insanlar işlerinde belli bir yere ve konuma ulaşırlar.bu konum zamanla kimisine tat vermez.o insanlar bu işten kaçmak,bu işlerden uzak durmak yerine emeğinin karşılığı olarak unutulmamak ister.yanlış anlaşılmasın burada iş olarak bahsedilen şey gönlük işleri de kesinlikle kapsar.
bu durumların hepsini başarı ile ve özenle atlatan kişi artık ismini yaşatmaya ve toplum yahut yakınları tarafından hatırlanmaya hazırdır.bu hatırlanmanın iyi veya kötü yönde mi olacağı kişisine bağlıdır.zaten belli yere geldikten sonra kimisi sizi ne kadar kötü biri olsanızda iyi biri olarak anabilir. (bkz: adolf hitler)
böyle bir durum içerisinde benim tercihim ise hatırlanmamaktır...