beklentilerin boşa çıktığı, kurulan hayallerin; yaşanan gelişmeler sonucunda yıkıldığı, insanı karamsarlığa sürükleyip hayal kurmasını engelleyen, mutsuz eden anlar.
Deprem uzmanları deprem sırasında;onun bunun altına girin, evden kaçın felan diyor ama onlar hayatlarında belki büyük bir deprem yaşamadıklarından onların dediklerinin hepsi havagazı. Ben tam 30 saniye süren 4.9'luk bir depremi 3. katta olan kendi evimin içinde sanki 6.3 gibi hissettim.o ara insan yerinden kımıldayamıyor olduğu yerde kaderini bekliyor ve deprem şiddetini iyice artırdığında ise insan içinden aha çükü tuttuk diyor ve kişi bütün umutlarını kaybediyor.
uzun zamandır beklenen bir şeyin artık olamayacağının öğrenildiği ilk an. ancak şöyle de bir şey var ki; an olarak kalması gerekir ki yaşam eskisi gibi devam edebilsin.
bünyede yarattığı etki umudun kaybedildiği şeye göre değişebilen anlardır.
öss yi kaybedersiniz ama telafi edebilirsiniz.
sevgiliniz terkedebilir telafi edebilirsiniz.
takımınız'ın iddiası kalmamıştır seneye telafi edilir.
gün gelir başka şeyden, etkisinin bu kadar küçük olmayacağı bir şeyden umudunuzu kesebilirsiniz
ama bu sefer
telafisi olmayabilir
ve ortalıkta beynine çip takılmış robot gibi gezebilirsiniz.
facebook gibi sosyal yaşamı sınırları içerisine hapsetmiş bir paylaşım sitesinde hâlâ barışır mıyız ki diye düşündüğünüz sevgilinizin kendisini "ilişki yok" ilan etmesi.
insan sorgulamaya başlar kendini. hani hep olacaklar, olması gerekenler var ya işte onları geçirir aklından. tek tek süzer. bir şeyler yolunda gitmiyordur artık ve ipler kendisinde değildir, hiç bir şey yapamaz... belki de deneyecek gücü kalmaz insanın. abuk subuk, saçma sapan ruh hali içine girer.arabeske bağlar.ne dediğini ne söylediğini bilmez insan ahan da şimdi olduğu gibi. işte böyle bir şey. en azından buna yakın.
insanın hayattan bir beklentisi kalmadığı anlardır. mesela iş bulamazsın, okul yolunda gitmiyordur, aşkı evvel ezel beceremiyorsundur, aile zaten ayrı bir dert. yine de tutunulacak birşeyler bulabilirsin ; bir ihtimal.
sevdiğiniz kızın başka bir insanla birlikte olduğu andır.
şöyle ki; seversin,umut beslersin acaba o da benim gibi seviyor mu diye düşüncelere dalarsınki bir bakmışsın atı alan üsküdarı geçmiş yani nişanlanmış,evlenmiş vs...
isyan edersin, için içine sığmaz,insanlara karşı olan sevgin bir anda nefrete dönüşür ama elden birşey gelmez ne yazık ki !
eskilerin dediği zaman her şeyin ilacıdır.doğru bir sözdür ancak ben içimdeki umut ışığının son közlerini söndürene kadar ne yapacağım. hayatla dalga mı geçmeliyim yoksa..ya da ne bileyim güçlüyüm imajı verip,her zaman sebebsiz yere gülücükler mi atmalıyım etrafa? umutlanmışsın ya var mı ötesi? neden bu kadar umutlandım,neden bu kadar kendimden taviz verdim,neden bu kadar sadakat gösterdim? soruları beynini kemirirken bir dal sıgara yakarsın ve sıgaranın dumanı ile umutlarınıda açık havada nefesinle atarsın.çünkü içindedir umut,kalbinde,ciğerlerinde ya da beyninin en küçük hücrelerinin içindedir umut.göndermek istersin ama gider mi gitmez mi bilinmez...
sene sonunda sınavlardan 50 ortalama gelmediğinde sizi çat diye bırakan değerlendirme sisteminde, hocanızın sadece kitabı satır satır okumakla anlattığını düşündüğü ve sınavda o satırlarda okumaya değer görmediği ne kadar ayrıntı varsa hepsini sorduğu, staj dersi olduğu için kaldığınızda okulunuzu en az 1 dönem uzatan dersin vizesinden 30 aldığınız an...