nefes almak... bir de ipe sapa gelmez üç kuruşluk insanlarla birarada olmak, hem de her gün... bir de tv ekranına boş gözlerle bakmak, miladı dolmuş dizileri tekrar tekrar izlemek... sonra her gün her ayrıldığı sevgilisinin arkasından sadece 1 hafta yas tutan; ama o bir haftanın tüm 24 saatini sizi güzin abla sanarak kafanızı şişirmerek değerlendirmeye çalışna vıcık vıcık romantizm kokan en yakın arkadaşınızın dertlerine ortak oluyor görünmek.. gecenin köründe evde at koşturuyor hissi uyandıran üst kat komşularını da unutmamak lazım; çocuklu ailesi olan komşular tam anlamıyla cinayet sebebi...
aslında hayata dair her şey sıkıcı ama gerekli, ama zorunlu...