Başkaları için kendini üzmemeyi öğrendiğin an.
Çok mutsuzken bile gizlemeyi başardığın an.
Ailenden beş kuruş para almamaya başladığın an.
Ailene destek olmaya başladığın an.
Hırsı değil azmi araç edindiğin an.
Maddi veya manevi, başkalarına ihtiyaç duymadığın an.
Yalnız başına ağladığın an.
Başkalarının dertlerini unutturabildiğin an.
Dünyadaki her türlü pisliği görmeye başladığını farkettiğin an.
Kendi banka kartını çıkarttığın an.
Dini ve siyasi dayatmalar içinde olduğunu fark ettiğin ve bunları sorguladığın an.
Anneni kaybetmekten korktuğun an.
Kendini gelecek planları içinde bulduğun ve bu planları uygulamaya başladığın an.
Olmak istediğini olduğun an.
her gecen gundur. bu heran pamuk ipligine bagli yasiyor olmayi bilmenin verdigi guvensizlik ve huzursuzlukla heran karsilasabilecegi yeni seylerin farkinda olup da buna ragmen gundelik telaslarin icine girmek bunlarla yasamak veya yasar gibi yapmak ya da yasar gibi yaparken hissislesmek hissislestikce adina olgunluk denmesi. olgunluk dedigin nedir ustat acilara gogus germek mi? aglamamak mi? kizmamak bagirmamak mi? adina olgunluk konmus bu sey bana gore hissislesme durumudur cok da abartmamak gerekir.
çocukken büyüklerin tavırları, büyükken gene büyüklerin tavırları her zaman için canımızı sıkmak için yeterli olmuştur. olgunlaştığımızı büyükler büyüdüğümüzü kabul ederek davrandıklarında anlarız. zira çok ayıp ediyolar.
Karşında küfreden birisi olduğunda tepki vermemek, hayatın olayların küçükken düşündüğün gibi olmaması, yapmaktan zevk alacağını düşündüğün şeylerden o kadar da zevk almamakdır.