insanın o kadar da mükemmel yaratılmamış olması

entry8 galeri0
    1.
  1. türk kızlarına bakınca üzülerek gördüğümdür.
    3 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. ezber bozmaya çalışırken başka şeyleri bozan bir vatandaşın gereksiz ve doğru olmayan iddiası.
    "insan mükemmel değil"miş çünkü "iki tane kalbi yok"muş. evvala mükemmellikten ne anladığınızı sorgulayın. zira bu mantıkla gittiğimiz takdirde, iki tane kalp olsa dahi "niye üçüncü kalp yok" diye sual edecek oluruz.

    "iki böbreğimiz var ama tek kalbimiz var, o zaman insan mükemmel değil" şeklinde çıkarımlar yapanlara diyorum ki, insan vücudunda ortalama 25 trilyon alyuvar hücresi var. kimse çıkıp "niye 25 trilyon tane kalbim yok" diye sormuyorsa ve bu soru saçmaysa, böbrek üzerinden gidilen mantık da aynı oranda saçma.

    gelelim "geceleri görme" mevzuna. her canlı ihtiyaç duyduğu şeye göre dizayn edilmiştir. insanın gece görmeye ihtiyacı yoktur. bunun için karanlıkta iyi göremez. yapılan araştırmalara göre geceleri iyi gören hayvanların dna'larının bu şekilde olduğu saptanmıştır. ancak insan buna gereksinim duymaz. peki bu gözün mükemmel olmadığı anlamına mı gelir? tabii ki hayır. insan çita kadar hızlı da koşamaz, kartal-atmaca kadar da iyi göremez zira her türün kendine göre özellikleri vardır. hayvanlar da insan gibi fikredemez. bu hayvanların kusurlu olduğu anlamına gelmediğine göre hayvanlarda olup insanlarda olmayan özellikler de insanın kusurlu olduğu anlamına gelmez.

    ezcümle, kusur arayarak bakarsanız en mükemmelde bile kendinizce bir kusur görmüş olursunuz. oysa objektif olarak bakarsanız güzelin güzelliğine erişmiş olursunuz. tabii "mükemmel" mefhumunu da iyi analiz etmek gerekiyor. zira mükemmel demek hiç sorun çıkmayacak demek değildir, elbette sorun çıkabilir. zaten insan ölümlüdür, bir şekilde ölmesi icap ediyor. zilyon tane kalbi, milyon tane böbreği koy ondan sonra öl ölebilirsen. ancak gelip bir tetikçinin seni vurmasını bekleyeceksin. mükemmellik mekana göredir. bu mekan içinde insan mükemmeldir. başka mekanın canlılarıyla insanı kıyaslayıp "yok yea o kadar da iyi değilmiş" demek doğru bir karşılaştırma değil. monitör kendi içinde mükemmel, kasa kendi içinde mükemmel, mouse kendi içinde mükemmel olabilir. illa kıyaslama yapıp "mouse'un ram'i kaç?" türünden gereksiz sualler sormaya gerenk yok.
    4 ...
  5. 4.
  6. Haddi olmayan şeyleri haddi olmadan sorgulayan hadsizin serzenişleridir. Sana mı sorulacaktı? iki kalpmiş. Sen nerden biliyorsun iki kalp olduğunda ortaya çıkacak sonuçları? Olumlu bir şey sandın herhalde kendi küçük dünyada. işine bak işine. Ha balık ye balık. Çok vitamin var onda. Bilginizin sınırlı olduğu konularda gereksiz ötüşlerde bulunmayın, hayatı yaşayın. iki kalp 4 böbrek de olsa öleceğiz. Denir ve çektirip gidilir.
    2 ...
  7. 5.
  8. insanın kusurlu olarak yaratıldığını savunan önerme.

    şimdi bunu tartışırken önce kabul etmemiz gereken yaratılmış veya yaratılmamış insanın "müklime anlamıemmel" olmadığı gerçeğidir.

    işin dini boyutu beni zerre ilgilendirmiyor. ama inanan insanların da inandığı şey bu değil mi zaten? insanın mükemmel olmadığı. mükemmel kelime olarak "eksiksiz, kusursuz, tam, yetkin, şahane" anlamına gelir. eğer ki bir tanrı varsa, bu sıfatlar ona ait değil mi? yani siz inanacaksanız zaten insanın mükemmel olmadığını kabul etmeniz gerekiyor.

    her neyse bu paragraftan sonra asıl diyeceğime geleyim. evrim kuramına göre, bütün canlılar hep daha iyiye doğru evrilirler. her canlı kendi en iyisine, kendi mükemmeline yakınsar; ama hiçbiri buna hiçbir zaman ulaşamayacaktır. demem o ki, her zaman bir daha iyi vardır. matematiksel olarak düşünelim. herhangi bir sayıya bir ekleyerek her zaman daha büyük bir sayı elde edebiliriz değil mi? modern bilim evrenin ve canlılığın bir sıfır noktasından başladığını kabul ederler. bakteriler bir değerinde, insanlar da yirmi beş trilyon değerinde olabilir. bu önemli değil. insan mükemmel değildir çünkü yirmi beş trilyon bir değerinde bir sayı vardır. insan evrimi boyunca sıfırdan başlamış ve yirmi beş trilyon değerine erişmiş olabilir, evet, gelecekte de bunu yirmi beş trilyon bir, yirmi beş trilyon iki, yirmi beş trilyon üç, kırk trilyon vs şeklinde devam ettirecektir. (eğer soyu tükenmezse) sayıların sonu olmadığına göre mükemmele erişmek diye bir şey de yoktur, her zaman daha iyisi vardır, her zaman türlerin zaafları ve zayıflıkları olacaktır çünkü bir şeylerde ileri gidebilmek için başka şeylerden feragat edersiniz. nasıl ki köstebekler daha iyi kazıcılar olabilmek uğruna gözlerinden vazgeçmişlerse insan türü de beynini kullanabilmek için beden gücünden vazgeçmiştir. diğer bütün hayvanlardan daha güçsüzüz. aletlerimiz ve kıyafetlerimiz olmadan doğada asla hayatta kalamayız.

    şimdi, anlatmaya çalıştığım şeyi biraz karışık anlattığımın farkındayım. biraz özet geçmeye çalışayım.

    canlıları birer sayı olarak düşünelim. sayıların sonu olmadığı için, nasıl ki en büyük sayı diye bir şey yoksa, mükemmel canlı diye bir şey de yoktur. sayılar büyüdükçe sonsuza yaklaşırlar, yani canlılar evrildikçe mükemmele yaklaşırlar. ama hiçbir zaman sonsuz/mükemmel olamayacaklardır, çünkü her zaman 1 eklemek suretiyle daha büyük bir sayı elde edebiliriz.

    insan kusursuz (mükemmel) değildir. bunu yukarıda da dedim, her canlı kendi sonsuzuna, kendi mükemmeline doğru evrilir. biz evrim yolculuğunda beynimizi geliştirmeyi seçtik, diğer canlılar ise tasarruflarını bedenlerinden yana kullandılar. bir çita avlanırken kullanacağı reflekslerini geliştirdi, bizim reflekslerimiz ise körelerek düşüncelerine ve akıl gücüne yer açtılar. bir aslanın pençesi hedefi mümkün olduğunca az vuruşta devirmeyi sağlayacak şekilde gelişti, bizim ellerimiz ise ince işleri yapabilmemizi sağlayacak şekilde narinleştiler. bunu etrafımızda da görebiliriz. bir boksörün elleriyle bir ressamın elleri bir midir? her neyse, dediğim gibi kendi mükemmelimize yaklaşıyoruz, bu doğru. ama hiçbir zaman mükemmel olamayacağız, katrilyon yıl geçse bile olamayacakken şimdiden mükemmeliz demek nasıl bir ruh halinin ürünü bilemiyorum. madem mükemmeliz, neden hastalanıyoruz? neden yaşlanıyoruz.

    evren de bizler gibi, yaşlanıyor. ve de bizler gibi eninde sonunda ölecek. insan makinesi de evren makinesi de enerji kaçırıyor, tam verimle çalışmıyor. (gerekli bilgileri fizik biliminden elde edebilirsiniz) kusurlu varlıklar olarak kusurlu bir hayatı kusurlu bir evrende yaşıyoruz.

    mükemmel olduğu iddiası insan egosunun bir ürünü sadece. egomuzu yenemediğimiz için böyleyiz, diğer canlılardan daha üstün olduğumuz iddiası da, onlara hükmedebileceğimiz iddiası da bu yüzden. mükemmel değiliz. bunu kabullenemeyişimiz de kusurlu olduğumuzun kanıtı.
    0 ...
  9. 6.
  10. insanı en güzel biçimde yarattık ayetini "insan biyolojik olarak en iyi biçimde yaratılmıştır" şeklinde anlayanların karşılaştığı sorundur. Tanrının böyle bir iddiası yoktur. eğer tanrı insanı biyolojik olarak en güze biçimde yaratmış olsaydı , insanların hiç hasta olmaması veya hiç ölmemesi gerekirdi. burada en güzel biçimde yarattık ifadesi müfessirler tarafından " insanı en güzel bir şekilde gençliğine, gençliğindeki güçlü haline ulaştırdık anlamı verilmiştir. ki ayetin devamı da bu görüşü doğrular niteliktedir. ayet şöyle devam eder " biz insanı en güzel biçimde yarattık ve onu aşağıların aşağısına çektik" yani insanı genç, güçlü haline (yani ömrünün en güzel haline getirdik) sonra da onu aşağıların aşağısına (yani yaşlı haline ,güçsüz haline çevirdik)
    2 ...
  11. 7.
  12. Sözde mükemmel olan insanın bedeninde kullanılmayan Üçüncü gözkapağı, Apandisit, Plantaris kası, Kuyruk sokumu ve 20 yaş dişleri var.
    1 ...
  13. 8.
  14. bak şu zavallı halimize. et,kemik,sinir. danadan ne farkımız var?
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük