elbette öldüğünüz an değildir. sıradan bir işi yaparken, mesela sözlükte entry okurken vücudunuza çaktırmadan ne şiddette nefes aldığınızı kontrol edin. yok denecek kadar az nefes aldığınızı göreceksiniz. yalnız bu işi yaptığınızı vücudunuz fark ettiği zaman eşek gibi solumaya başlıyorsunuz.
sanırım yaşamak için oksijen gerekli diye bu beden yıllardır kandırıyor beni. oysa ilkokul öğretmenim burnundan ımmmmhhh diye hava alacak, ağzından da kkuuuuhhhhhhh diye vereceksin derdi. yalan bunlar hocam, hayat böyle değil.
Deniz altındaki inanılmaz güzel olan renk ahenklerini ve tahmin edemediğim kadar güzel renklerde ki deniz canlılarını gördüğüm zaman dilimi içerisinde nefes almadığımı farkediyorum...
herhangi bir enstruman çalarken, eserin ritmine kendinizi kaptırıp "tutmayın beni" moduna girdiğiniz andır. ya bir müddet sonra kendiniz fark edersiniz, ya da biri uyarır "nefes al artık" diyerek. yine de güzel midir? çok güzeldir.
nefes alma zorunluluğu hissettirir sonrasında da kendini zorlayarak nefes alırsın. Garip tarafı kontol altına aldığını bildiğin için iyice içine eder nefes de alamazsın, zorlanırsın.