sırtını tereddütsüz dayadığın insan bigün çekip giderse bu hayattan hem de sana seni asla yarı yolda bırakmam diye söz verdikten sonra... artık dayamazsınız kimseye sırtınızı. hep teksinizdir artık.
artık dayamıyorum kimseye sırtımı. bana da dayamayın diyorum. beni o bile yarı yolda bırakmış bi daha kime güvenirde dayarım sırtımı?
dersiniz...
ardına bile dönüp bakmadan bırakıp gidenin arkasından baktığın o an. işte o an bütün güveninin sarsıldığı andır. "çok sevmiştim ya, öyle inanmıştım, yazık oldu be" dersin. ama giden gitmiştir, seni de beraberinde götürerek...
batik güneş,soğuk zemin
boğuk nefes,içim emin.
tahrik son radde,kalbim boş bir cadde.
yüzler serin.
güven uzaklaşir içimden,bu kuşku iğneler derin...
benim kendimden başka sadiğim varsa bana verin.
kaçinci kuyuyu kazmaktasin içine beni düşürmek için?
biriktirdiğin topraklarin,soluklarimi kesmek için.
bak bir bildiğim var öl demezse tanrim yaşar kul.
taşar deniz,yüzer balik....batmak bizim kayik.
aşar boyumu dalga.
loş bir oda bu,boş kağitlarin içinde oturduğu.
yalniz adamin dilsizliğine eşlik eder taş duvar.
içimde şefini kaybeden bir orkestranin hüznü var.
dişimda charli chaplin gülüşü...
adamın biri atıyla yolda giderken, yolun kenarında üstü başı yırtık ağlayan bir genç görür. hemen gencin yanında durarak, derdini sorar. genç, eşşeğiyle bu yoldan geçerken saldırıya uğradığını, saldırganların bütün parasını ve tek serveti olan eşşeğini alarak gittiklerini söyler. adam bunun üzerine gence yanında bulunan fazla elbiseyi verir. ayrıca onu kasabaya kadar götürebileceğini ve orda kendisine bir eşek ve çalınan parası kadarda para verebileceğini söyler.
adam genci arkasına alarak yola çıkarlar. biraz zaman geçtikten sonra genç, adamın belindeki para kesesini alır ve adamı attan aşağı atarak, atla beraber kaçar.
adam yürüyerek kasabaya gider, bir arkadaşının dükkanına uğrar ve başına gelen olayları anlatır. arkadaşı, üzülmemesi gerektiğini, adamın zaten zengin olduğunu, bu kaybın onu etkilemeyeceğini söyleyerek onu teselli etmeye çalışır. ama adam arkadaşının bütün tesellisine rağmen çok üzgün oturmakta ve sanki bütün servetini kaybetmiş gibi davranmaktadır.
arkadaşı adamın bu haline daha fazla dayanamayarak '' bir at çaldırdın diye ne kadar da abarttın, ahırında onlarcası daha var. ne kadar mala düşkünmüssün'' diyerek adama çıkışır. adam bunun üzerine arkadaşına dönerek cevap verir '' ben giden atla, çalınan paralarıma üzülmüyorum. o genç onları götürürken, bendeki insanlara güvenide götürdü. ben ona üzülüyorum.. ''
en yakın arkadaşım dediğiniz kişinin gelip, "challenger ayşe'yle* konuştum geçen gün." demesi ve ardından gözlerini kaçırarak "biz onunla birlikteyiz." diye bir itirafta bulunması.
Bence yeteri kadar kazık yememiş kişi aynı zamanda hayatta yeteri kadar exp/tecrübe kazanamamış kişidir
zaman geçer ve insanlar değişir. bunu önleyemezsin çünkü doğanın kanunu bu. öğrenmen gereken tek şey insanlara güvenmemek. güvenmek acizliğin göstergesidir. ve insanoğlu senin acizliğini gördüğünde ezmeye devam edecektir. çünkü insanlık yapıcı değil yıkıcıdır. bunu anlamak için ilk insan ve sonrası dönemleri araştırmak yeterli. bazı bazı boşlukta hissedersin kendini. belki birilerine güvenmek ya da ne bileyim sarılmak istersin. işte asıl hata budur. gerçekten birine güvenmek istiyorsan yardımcı olacak tek şey aynadır. gözlerine bak ve güvende olduğunu hisset. senin yaşamın, senin seçimlerin..küçük bir örnek vereyim; islam inanışına göre tanrı tektir ve çok kudretlidir. fakat o insanlığı bir sınava dahil etti. yalnız buradaki en önemli nokta; o insanlara güvendi.. sonuç nedir ? hepimiz cennete mi gideceğiz ? yoo hiç sanmıyorum. peki ya tanrı gücünden ve kudretinden bir şey kaybetti mi ? inananlar için hayır. inanmayanlar için ise kocaman bir; evet ! mesele şu ki o insanlara güvendi ve karşılığında inandırıcılığını kaybetti. güven acizliktir..
son olarak düşünüyorum da tüm bu yazdıklarımı gerçekten uygulayabilseydim şuan çok daha farklı bir hayatım olabilirdi. bazı tekdüze sistemleri dahi değiştirebilirdim. evet düşünmek bir halta yaramıyor. tıpkı bir öğrencinin hiç çalışmadan allah'a sürekli dua etmesi ve sınavı geçememesi gibi. zaman akıp gidiyor. Bir an önce insanları güvenmeyi ya da oturduğun yerde bir şeylerin olmasını beklemelisin. En zor adım ilk adımdır. Sonrası açıklık..