insanın, sahip olduğu düşünceler ve çoğu kez o düşünceler tarafından tayin edilen edim ve tercihleriyle, başta kendi yaşadığı hayatı, geleceğini, kimliğini; sonrasında da, sürekli olarak karşılıklı etkileşim içinde bulunduğu, aktif bir parçası, hayati bir organı olduğu yakın ve uzak çevresini belirleyen bir suje olduğunu ve bunun zorunlu olarak getirdiği büyük ve ürkütücü sorumluluğu aklından hiç mi hiç çıkarmayarak , benimsediği o fikirleri, doğuştan ya da sonradan sahip olduğu eğilimleri, edindiği alışkanlıkları sürekli olarak gözden geçirmek, kendine ve canlı ya da cansız çevresine (doğaya ve kültüre) sürekli olarak, düzeltilmesi, geliştirilmesi gereken birer değer gözüyle bakmak zorunda olması.
Bir duygu okyanusunda kendimizi sürekli var etme, yaşamı anlama ve bilme merakıyla kendimizi sonsuz bir maceranın ortasında buluyoruz. Hiç bitmeyen bir tutku, çözülmeyen bir bulmaca, hapsolduğumuz bir girdap, kaçarken girdiğimiz çıkmaz bir sokak...
insan ne kadar kendini sorguya çeker ve boşluklarının farkında olursa o kadar yaşantısına çeki-düzen verebilir. kendini; yani özbenliğini, vicdanını sorgulama sürekli kritiğe tabi tutma ve yeri geldiğinde onu yerden yere vurma; kendisini bilen insanın işidir ve varlığın anlamının farkında olmanın gereğidir.
başlığı okuyup arkasından da entriye başlayınca bir anda yorulmaya başladığımı hissettim. Gayriihtiari, refleks olarak yaptığın şeyleri böyle sıralarsan yorulursun tabi; bu kalbin kan pompalaması gibi bir şey, sen istemesen de olacak, zorunda olunacak bir durum yok yani. Senin fabrika ayarların böyle. güzel şey.'dir.
..
var idiyse bir kuş
kalbinden başka yeri olmayan vurulacak
vuruş değil de vuruluş kilidi kırdıysa
kendi sorgusu yüzünden ayağa kalkıyor insan
arıyor. yusuf bir ayna mıdır acaba?
çetrefil, kuşku dolu, yadırgı
ne kadar kendi oldu insan
o kadar başka.
..
okuldayken öğretmen ne için sınav yapardı, onun gibi bir durum.
kendini yoklamak insani değerlerini gözden geçirmek iyi bişeydir efendim.
sorgulayamayan teneke parçaları, kafa şişiren sesler çıkarıyor sadece.
her yiğidin harcı değildir. fazlasınıda yapmamak lazımdır.neden, niçinler belli bir süre sonra sizi delirmeye iter çünkü. bir aynaya 2 saatten fazla gözünüzü ayırmadan bakarsanız yüzünüzdeki bütün çirkinlikleri görmeye başlarsınız, çok güzel olsanız dahi. ve bu sizi çıldırtır, mutsuz eder. o yüzden fazla sorgulama da iyi değil, sınırında terk etmek gerek.