bir çok insanın hayatı, bu ''an'' içerisine sıkışmış olarak geçmektedir. nitekim her insan birazcık aptaldır... her konuda olmasa bile, mutlaka bir konuda..
arkadaş ortamında heycanlı heycanlı anlatıp , bişey başardığını söylerken diğerinin hatırlamadığı andır.
".. sonrada işte gittik oraya bende şöyle bişey yaptım tam. onu yapmasam ortalık karışacaktı demi memet abi ?"
- ney ?
+abi şey diyorum ya ?
- ha pardon gözüm ya maça dalmışım. hatırlamıyorum ki hiç.
+ abi nası hatırlamıyosun sende dedin ya iyiki sen vardın felan
-vur! lan vur ! hay senin vuracağın topa.
+kahveye gidek mi ?
espiri yaptıktan sonra kimsenin gülmmesi ve "hiç komik değil" diye bi cevap aldığında "komiklik olsun diye söylemedim ben zaten" dediği o andaki durum tam olarak o.
nedense bazı zamanlar pek kalabalık yerlerden hoşlanmam, yine böyle bir günümde teyze oğluyla dışarıya çıkmıştık gittik bir mekana yavaştan yavaştan ben rahatsız olmaya başladım tabi, kalabalık, ne ararsan var kızlar bakıyor falan (lanet olası yakışıklılığım).bizim eleman diyor bunu yapalım yok, bunu yapalım yok, onu yapalım siktir et, bu tabi anladı durumu dedi olum ne oldu sana, anlattım durumu bazen oluyor bana böyle diye. olum dedi tutup sikmeyecekler seni rahatsızmısın amk. o an kendimi aptal gibi hissetmiştim işte sizede anlatayım dedim.
bin tane yaşlı akrabanın arasında falancanın oğlunun eltisinin gelininden dünyanın en önemli meselesiymiş gibi bahsedilirken sizin hiçbir şey anlamadığınız andır.
eski model kutuplardan basık dolmuşa binip ayata bekliyosanız kafanızı eğmek zorunda kalışınız ve pantolonunuzun belinizden düşmesi. pantolonu çekeyim derken arabanın ani fren yapması. önde oturan kıza kafa atmak. pardon demek. sonra bunun tekrarlanması.
(bkz: vay bacın sikem)