başa gelen salaklıklarla doğrudan alakalıdır. efendime söyliyim aylardan tahminen ağustos falan sene de 2011. işyerime doğru giderken çıkmam gereken yokuştan yukarıya doğru ağır aksak yürüyorum. üzerimde kumaş pantolonum, ayıptır söylemesi çok fiyakalı bir gömlek ve de yazlık bir ceket. her neyse kafayı kaldırıp bir baktım arkadaş 50-60 metre öteden taş gibi bir hatun adım adım yaklaşmakta. 50metre.. 40metre.. 30metre.. 20metre.. derken hatunun suratına baka baka yürümekte iken, aramızda bir kaç adım mesafe kala sen ayağı burk yere yapış. yere düşünce sinirim bozulduğu için ister istemez güldüm. hatun kişi zaten dağıldı. geldi yardım etti bir de üstüne. ikimizde saçma salak güldük ve geçtik birbirimizin hayatından.
insanın kendine güldüğü en önemli durumları geçmişleridir, geçmişte yapılan abzürd şeyler şimdi aklına gelince bir tebessümle gülersin, hayatın tadı çıkar.
gülümsemeyle karışık insanın kendini mal hissettiği anlardır.
üniversitede ilk yılımdı, yeni bir eve taşınmıştım. eve eşyaları doldurdum. beyaz bir mutfak masası vardı.
alıp mutfağa koydum.
baktım beyaz masanın köşesinde bir karış genişliğinde gri bir leke var. aldım elime bezi sildikçe siliyorum.
beş dakika-on dakika.
yok çıkmıyor grilik.
sonra baktım o grilik sallanmaya başladı.
meğer lambanın etrafındaki koruyucunun masaya vuran gölgesiymiş. gölgeyi silmeye çalışıyormuşum.
beynin 'yeter lan biraz da tatil' dediği anlar sanırım.
Bir yıl falan önceydi.
Telefonumu kaybettim evin içinde, bulamıyorum.
Aldım manitanın telefonunu, çaldırdım. Buraya kadar ortalama zekaya sahibim.
Sonra ses mutfak tarafından gelince, ben de yavaş yavaş ilerledim.
Çöp kutusundan geldiğini duydum. Soyduğum patateslerle birlikte atmışım.
Neyse, salaklık bu değil. Bu o kadar komik değil. Daha güleyim demeyin.
Elimi soktum çöpe, hızla ulaşmaya çalışıyorum telefona.
Niye biliyo musunuz? Çalıyo çünkü. Biri beni arıyo yani.
Aldım üzerinde patates kabuğuyla, hızla kulağıma götürdüm
-- Alo buyrun.. Alo... Efendim.
Bu arada elimdeki manitanın telefonu da kapatım kenara koydum bir yandan.
Devam ediyorum
-- ALo..
Ve kapandı telefon.
Dedim ki; 'gerizekalı suratıma kapattı'.
Attım telefonu kenara. Başımı kaldırdığımda manita eğilmiş, elleri dizinde gülüyo
Evet, doğru anladıysanız;
kendimi aradım
telefonu kendi yüzüme kapadım
ve kendime 'gerizekalı' dedim.
Hani böyle yolda kendi halinde yürürken ayağın takılıyor ve istem dışı koşar gibi yapıyorsun ya geÇen gün bokunu Çıkartıp depar attım. Sonra bir baktım ayvansaray dan bağcılar a kadar gelmişim. Durur muyum? bastım kahkahayı.