hayatta karşılaşılan şanssızlıklar ve terslikler insanı tefekküre sürükler. çıkış yolu da buradadır. insan, dünyada kendi varlığını sorgulayan, sonuçlara varan ve şartlara yön verme becerisine sahip olabilen tek canlıdır. kendisini değiştiremeyen çevresini hiç değiştiremez ve hayatın akıntısında sürüklenip gider.
ergenlik çağlarında çok fazla olması ile birlikte insanın kafayı yeme noktasına getiren durumdur. Genellikle insan doğruyu, yanlışı bu çağlarda öğrenir
insanın hayatının bir döneminde muhakkak kendine sorduğu sorudur. genelde ümitsizliğe kapılırız bu soru karşısında, zaman zaman kendimizi küçük görür yetersiz buluruz. fakat hayatta olmamızın bir sebebi olmalı, sadece annemizin pek sevgili oğlu ya da kızı olmak için bile doğmuş olabiliriz. adınızın ahmet yerine mehmet olmasının bir nedeni olmalı. belki biri tarafından çok sevilmek için doğdunuz, belki de onun hayatını karartmak için ya da bir şeyleri değiştirmek için. fakat en önemli şey bizim kendimiz için seçtiğimiz amaçtır.