Dun 40 yasinda bir kadin gordum.5-6 yasinda gibi giyinmis,pembe cantasini takmis,pembe fiyonklu tokalariyla yarisi beyazlamis saclarini iki yandan ayirmis,kucagindaki oyuncak bebegi siki siki tutmustu.hem akil hem gelisim geriligi vardi besbelli.annesiyle beraber geziyordu.annesi belli ki 40 senedir bebek bakiyordu.yanlarindan gectikleri insanlar kadina bakip dalga gecerek guluyorlardi.onlarin halini gorunce icim ciz etti.
Sadece geçimlerini sağlamak bi kaç kuruş olsada eve ekmek parası götürmekti dertleri her neyse bir gün arkadaşlarla geziyoruz, iki tane 7-8 yaşlarında çocuklar mendil satan çocuklar bunlar, yolun ortasında hem vuruyorlar hem küfrediorlar bagıra bağıra yaşlarından büyük seyler yapıyorlardı çok büyük şakalaştıklarını düşündük ve ilerledik gittik. sonra aynı yoldan tekrar geçtik yine gördük ama ezileni gördük, büyük ve güçlü olan aynı yerde mendil sattıkları için çocuğu dövmüş mendillerini yırtmış, atmış, parasını almış onu orada ağlaya ağlaya bulmak o kadar kötüydüki içim cız etmiş sövesim bile gelmişti öle adaletii s*km dünya.
17 ağustos 1999 gecesi perişan bir vaziyette deprem yıkıntıları arasından geçerken 12 yaşındaki yüreğim her adımda cız ediyordu. hangi sevdiklerinin sağ olup olmadığını bilmemenin verdiği iğrenç huzursuzluk. her "anneeeeeeee" "babaaaaaa" çığlığında içimin cız ettiğini her depremde hala yaşar gibi olurum. allah kimseye yaşatmasın.
' frankofon edebiyat' adlı dersimizde, işlediğimiz bütün kitaplar, sömürülen afrika halkı, orda yaşanan dram, dahasında çocuk- askerler. internetten fotoğraflarına baktığınız zaman adeta tüyleriniz ürperiyor.
semt pazarlarının toplanma vakitlerinde sağdan soldan meyva ve sebze artıklarını toplayıp sanki barby bebek sanki laptop bulmuş sevinen çocuğun gözlerinin görüldüğü an.