insanın insanı sevmesi

entry4 galeri0
    4.
  1. 3.
  2. 2.
  3. insanı yaşamaya, kitap okumaya, sabahları asık suratlı iş arkadaşlarına 'günaydın' demeye,bi durak önce inip eve yürümeye, cinayete kurban giden maden işçilerinin haklarını savunmaya, ışıdin tecavüzlerine cinayetlerine karşı durabilmeye ... iter kısacası insanı insan yapar.Kendini insan nefretiyle donatmaktan çok daha iyidir.
    0 ...
  4. 1.
  5. --spoiler--
    insanın insanları sevip çevresine alâka duyması, hatta bütün varlığı şefkatle kucaklayabilmesi, biraz da kendini bulup bilmesine, kendi mahiyetini keşfedip Yaratıcısıyla olan münasebetini duymasına bağlıdır.

    O, kendi derinliklerini, kendi özündeki cevherleri duyup hissedebildiği ölçüde, aynı hususların başkalarında da bulunduğunu düşünür..., hem Yaradan'a nisbetin hatırına hem de mahiyetindeki cevherlere karşı kadirşinas davranma hissiyle her varlığı daha bir farklı görür, daha bir farklı duyar ve daha bir faklı değerlendirir. Aslında bizim birbirimizin kadrini bilip birbirimize karşı saygılı davranmamız, her birerlerimizde meknî ve meknûz bulunan cevherlerin bilinmesiyle yakından alâkalıdır. Peygamber beyanı olarak kitaplara geçen "Mü'min mü'minin aynasıdır."1 sözünü, daha da genişleterek, "insan insanın aynasıdır." şekline getirip bu son mülâhazayı o ifadeye bağlayabiliriz. Bunu yapabildiğimiz takdirde, hemen herkes, kendinde mevcut olan cevherler adesesiyle, diğer insanlarda bulunan derinlikleri, enginlikleri, zenginlikleri sezip duymasının yanında, bütün bu önemli mevhibelerin hakikî Sahiplerine bağlanmasını da bilir ki, bu da, bütün varlık âleminde görülen güzellik ve cemal, sonra da sevgi ve alâka adına ne varsa hepsi O'na ait demektir. Bu inceliği sezebilen bir ruh, Mevlâna gibi: "Gel, gel aramıza katıl; biz Hakk'a gönül vermiş aşk insanlarıyız! Gel, gel bize katıl da sevgi kapısından içeriye giriver, giriver ve evimizde bizimle beraber otur... Gel birbirimizle içten konuşalım.. (gönüllerimizle sarmaş dolaş olalım da) kulaklardan, gözlerden gizli konuşalım.. Güller gibi dudaksız ve sessiz gülüşelim.. Tıpkı düşünce gibi dudaksız-dilsiz görüşelim.. Mademki hepimiz biriz, birbirimize dilsiz-dudaksız gönülden seslenelim.. Mademki ellerimiz kenetli, gel bu hâlden bahisler açalım.. el-ayak, gönül hareketlerini daha iyi anlar, öyle ise gel dilimizi tutalım, titreyen gönüllerimizle konuşalım.." der ve gönül dilinden bize destanlar sunar.

    --spoiler--
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük