hayatın büyük bir bölümüdür hatta sevgili(lafın gelişi) varken geçen zamanlarda bu duruma dahildir. kaybedenler kulübü olayı da geyiktir bir ara eski radyo kayıtlarını üşenmemiş dinlemiştim saçmalık amk insanlar yalnız diye kaybeden olacak diye bir şey yok.
kaydıraktan kaymak gibi sarsıntısız, düz, hızlıdır ama insanı tatmin etmez tekrar tekrar kayarsın yine olmaz en sonunda bıkarsın ama aşık olmak güzeldir korku treni gibidir inişli, çıkışlı, heyecanlı,çılgınca ve indiğinde bir süre bir daha binmek istemezsin çünkü tatmin eder doyurur. Birini sevmek.. Akşamları yatağa girdiğinde düşünülecek birisi olması, hüzünlü bir şarkı dinlerken akla getirilecek birisi ,sıradaki şarkının sözleri ona gelsin diyebilecek birisi, gecenin bir vakti sokakta yalnızken yanında oturduğunu hayal edebileceğin, gizli gizli uzaktan bakabileceğin biri, kalbinden karın boşluğuna doğru akan ılıklık hissetmek. Kendini saçma tesadüflere inandırıp türlü türlü totemler yapmak..güzeldir..
işte bütün bunlardan mahrum yaşanılan dönemdir.
muhteşem olmayan dönemdir. aşk o kadar güzel bir duygudur ki acı çektirmesini hiç olmamasına tercih ederim. ayrıca insanı çektiği acılar dolayısıyla psikolojik açıdan daha güçlü bir hale getirir. aşk acısından sonra artık ota boka üzülmez, sinirlenmezsiniz.
30 merdiveni dayamış yada geçmiş insanın yaşıdır. çocukluğunuzda ota boka aşık olan bir şıp sevdi olsanız bile bu yaşa gelince kesinlikle aşık olmuyorsunuz. olgunluktan mı yoksa daha seçici olmaktan mı bilinmez ama durum böyledir. o yüzden sevgili gençler bol bol aşık olun. köpek gibi sevin içip içip böğürüp aşkı iliklerinize kadar yaşayın. çünkü otuzunuza yaklaşınca hiç bir kadın sizi aşık edemeyecek. *
iç huzurunun ve dengenin stabil olduğu muhteşem dönemdir. zihnin daha parlaktır, hayatla ilgili güzel planların vardır. arkadaşlarını her zamankinden daha bi çok seversin. kendi icinde tutarlı ve mutlusundur. bu duygu bir harika dostum.
bol bol kitap okur ve kendini geliştirirsin. gezer tozar yeni arkadaşlar edinirsin. istediğin filmi izler, kimseye hesap vermezsin. hediye almak gibi abuk sabuk şeyler zihnini meşgul etmez. gün saymazsın ya da bir gün beklemezsin. yabanci dil bile öğrenebilirsin o dönemde. aşık olunca ne mi olur? bütün bunları unut gitsin.
''bu şarkıyı kimi düşünerek dinlesem lan?'' diye düşünülen, ama bir türlü uğruna şarkı bile dinleyecek bir kişinin olmadığı ve insanın belli bir zamana kadar ''böyle iyiymiş yahu.'' dediği o fevkalade dönemdir. herkese tavsiyemdir.
eğer aşk, hayatınızın önem sırasında, dördüncü veya beşinci sırada yer alıyorsa o dönem bu dönemdir.
önceliği para, kariyer, başarı gibi şeylere vermişsinizdir.
hiç kimseye aşık olmak istemese dahi bazıları için aşk yine de saygı duyulacak önemli bir oldugur. işte tamda bu yüzden aşk yaşamak istemezsiniz.
muhteşem bir dönem midir? bilinmez. ama böyle bir dönem olduğu doğru.
daha çok önem verdiğim şeylerin gerçekleşmesi için somut adımlar atmadan aşkı yaşamanın aşkı yaşadığım kişiye yapılmış bir saygısızlık olduğunu düşünüyorum.
bilemedim ben total bir tümdengelimciyim. bazı şeyler tam rayına oturmadan 'yuvarlanır gideriz' kafasıyla güzel şeyleri bayatlaştırmamak lazım. *
afiyet olsun.