aslında sanılandan basittir. yalan söylemenin temel prensibidir bi nevi. bi insanın söylediği bi yalana inanılması için, o insanın kendi yalanına* inanması gerekir gerçeğine dayanır.
söylenenin yalan olduğu anlaşılmasın isteniyorsa, yapılması en mantıklı olaydır göz teması. göz kaçırmalar, gözü kapatıp konuşmalar, bas bas bağırırlar yalan söylendiğini.
yalan söyleyeni köşeye sıkıştırıp götüm götüm göt edilesi insanlardır.
-
-
kız, arkdaşlarıyla takılmıştır.
sevgilisi ''ne yaptın bugün?'' dediğinde,
'' işte okula gittim. geldim evdeyim şimdi.'' demiştir.
erkek ekler; '' tekrar soruyorum. bugün ne yaptın!''
kız tam göt olmuştur. başını aşağıya eğer. kekelemeye başlar. sıvaya sıvaya açıklamaya çalışır.
erkek böyle bir yalancıyı çoktan kapının önüne koyar.. *
bir amatör için yalan söyleme şekilleri arasında en tehlikeli ve zor olanıdır. yapılacak en ufak tekleme, gözün bir saniye olsun başka bir yöne kayması, yalanı söylemeye devam ederken zorlandığımız hissini uyandıracak olan eli çeneye, saça, başa, kıça götürmek gibi hataların yapılmaması gerekir. tabi bazen kızarmak, terlemek gibi elde olmayan fiziki faktörler de vardır. bunların üstesinden gelmek ise yalanı söylenin tecrübesine kalmıştır.
göze bakarak yalan söyleyene mi yoksa gözünün içine bakılıp yalan söylenene mi yazık diye düşündüren hadise.
siz hiç deli gibi sevdiğiniz birinin gözünün içine baka baka seni sevmiyorum dediniz mi?