-Ufacık bir elin saçlarınızı oksamasi.
-Uzun zamandan beri görmediğiniz bir arkadasinizla karşılaşma anınız,
-hiç haketmeyen birine kalbinizi kayıtsız, şartsız teslim edişiniz.
-yılan sözlü birinin insanı yaralayici sözlerinin duyulduğu an.
-nankörlükle karşılaştığınız anlar.
-dünya uzerinde sizin yerinize sizi düşünen hiçbir varlığın yaşamadığını hatırladığınız an.
-küçükken hemen büyümeyi istediğiniz an
-ölmüş babaannenizin sizi "gürcü mayası "diye sevdiği ve bir daha gelmeyecek olan anlar.
-bir daha hiç gormeyeceginizi bildiginiz gözlere son bakış ani...
25 yaşında bir gencin düğünde maganda kurşunuyla vurulması başından, cenaze evine gidiş ve 60 yaşındaki babasının küçük bir çocuk gibi ağlaması.... daha ne denebilir ki. bugün oldu bu olay arkadaşım.
üniversitenin bitipte arkadaşlarınla ayrılacağın o an.. berbat bişeydir. keşke hiç bitmese dediğin yıllar bir anda bitivermiş o son an'a gelinmiştir. boğazın düğümlenir, gözlerin dolar ve hıçkıra hıçkıra ağlarsın..
bazen şarkı dinlerken, bazen ufku seyrederken, bazen deniz kenarında, bazen karanlık bir odada, bazen çalışırken, bazen köyünüzde... yanağızdan birkaç damla süzülür, bazen de içinize akar o damlalar... hep o vardır bazenlerde...
iş dönüşü, trafiğin içinde can çekişirken, bir anda tesadüfen gün batımına doğru bakmanızla öpüşen bir çift gördüğünüzde ve eve gittiğiniz zaman yalnız kalacağınızı hatırladığınızda yaşanan andır.
ya bir daha yaşanmaması istenilen ya da tekrar tekrar yaşanması temenni edilen anlardır. ya unutmaya çalışır insan o anları ya da özlem duyarak hatırlar ne kadar eskide kalsa da. hüzün ve mutluluk arasındaki fark işte bu anlarda belli olur. iki duygu da gözlerimizi doldururken birini unutmak isteriz birini unutmamak.
bir saat boyunca o başlıktan bu başlığa bütün entryleri okumaya kalkma eylemi sonucunda gözlerinizi başka tarafa çevirdiğinizde gerçekleşeşecek olan eylemdir.
fenerbahçe - sevilla maçı..
volkan'ın kurtardığı son penaltı, yaratık gibi sahayı turlaması, onun peşinden koşup yakalamaya çalışan diğer savaşçılar, bu sırada evde yerinden hoplayan, balkonlara çıkıp avazı çıktığı kadar bağıran bünye, seninle aynı duyguda olduğunu bildiğin milyonlarca taraftar..
Poliçe tahsilatına gitmişsinizdir, gittiğiniz firmanın sahibi babanızın yeğenidir. Yeni bir araba alınmıştır ve sizin bundan haberiniz yoktur, banka kredisi ile alındığı için firma müdürü gelip patrona banka yapmak istiyor sigortayı der ve olaylar gelişir. Patron ( babanın yegeni ) bankayı arar ve şu dialog geçer. ( Telefonun hoparlörü açıktır )
P: Patron
B: Banka Görevlisi
P: Alo x hanım, bizim aracın sigortası ile ilgili bir sorun varmış
B: Evet y bey, krediyi bizden aldınız, fakat sigortayı yapmassak kredi puanınız xx artacak
P: Artsın, bir mahsuru yok sigortayı yeğenim yapacak, ben büyürken yeğenim de büyüyecek.
B: Peki y bey.
Ve sizin gözleriniz dolar. Burası türkiyedir. Akraba olmak, tanıdık olmak başka şeydir.
ölümün hatırlandığı ya da hatırlatıldığı andır. hiç görüşmediğiniz teyzenizi, hastane odasında nefes alabiliyorken görüp, bir gün sonra cenaze namazında ''nasıl bilirdiniz'' diye sorulduğu andır.