zamane genç kızlarımızın yaşları. sormayın bana kaç gösteriyorum diye, derim 30 apışır kalırsın, o simsiyah ya da platin saçlarla, deli makyaj ve çıkıntılı vücut sergileme çabanla evde kalmış, koca avına çıkmış orta yaşlı kadın gibisin kusura bakma. sonra 222-23 yaşları duyunca ben baygınlık geçiriyorum.*
Bazen hayat hakkındadır bu, çoğu zaman. Yanılmak çoğu zaman iyidir, sende olgunluk yaratır, hatalarını görebilirsin, tecrübe kazanırsın. Ancak yanılmak dışında yanılmayı inat ederek inanmak vardır, binlerce kez yanıldığını gösterirsin insana ama inat eder, inanır, koşulsuz inanır, mutsuz olsa bile inanır. inandırmak ayrı bir meziyet bir yana dursun inanmak gerçekten çok farklı bir boyut.
Kader olsun, insan olsun, bir din yanda bir tanrı olsun, koşulsuz inanmak, değişeceğine ya da düzeleceğine inanmak ya da bazı şeylerin.
Velhasılıkelam insan iradesi zayıf, kırılgan. inanmak istiyor, inanmak zorunda, bundan vazgeçemiyor. inanmaya devam ediniz.
Ve bir de tanım gerekli, insanın en çok yanıldığı şey kesinlikle inançlarıdır, kendisidir, hayatıdır. insan en çok insanda yanılır.
köpeklerin salyaları insanlarınkine nazaran 100 kat daha hijyenikmiş. yani sevgiliniz yerine sürekli köpeğinizle öpüşürseniz dişlerinizi beyazlatabilirsiniz, hatta ağız kokusu probleminizden de kurtulabilirsiniz.
Mutluluğu başka zamanlara ertelemesidir ,yani şundan sonra düzelicek ,bu gelicek sıkıntılar biticek cinsinden şeyler .işte en çok yanıldığın nokta tam karşında anı değerlendir ,mutlu şimdi olunur .yarınla yada dünle değil .
duygularla haraket edilmeyecegini bile bile duygularla hareket etme. ve o hareketin sonundaki acıyı bile bile istemek.
belkide o acıyı tatmaktan artık sevk alıyoruzdur.
kesin, net, şaşmaz kararlarını en kesin ve net olmayacak konularda vermeleri. çok klişe ve artık bayağılaşmış bir söz silsilesi olacak ama, gerçekten yarınımız belirsiz bu neyin kati kararı.