insanın en büyük korkusu

entry5 galeri0
    1.
  1. insanın en büyük korkusu kendisidir.

    Önce kendimizi yenmemizi kaçınılmaz kılan nesnel koşullarda biçimlendik. Bunu inkar etsek bile, pek çoğumuz o travmatik süreçlerin derin izlerini taşıyoruz

    Bizim yoksulluktan, yoksunluktan, kan ile revandan arta kalan yazgılarımızda birey oluş serüvenimiz, bizi yendiklerini hep hayvan gibi bağıran babaların kuşatmasını zor yarmıştır

    Bir dönem hepsi de bizler için iri korkulardı; yıllar geçince, hepsinin aslında korku değil, birer korkuluktan ibaret olduklarını anladık, ama ne gam, bunu anladığımızda otuzunu çoktan geçmiştik.Sonra anladık ki, insanın en büyük korkusu kendisidir; kendini, zaaflarını ve bilinçaltı korkularını yenen, başkalarını da yener

    Psikanaliz, bir ergen çocuğun önce babayı, yani kişiliği üzerindeki ilk totaliter baskı unsurunu yenerek benliğini oluşturabileceğini söyler.Bizim yazgılarımızda ise fizyolojik-psikolojik bir sürü babanın cehaleti, şiddeti ve bu şiddetin bilinç ve benliklerimize açtığı kocaman gedikler vardı. Belki de bu yüzden kendimizi inşa çabamız, upuzun yıllara rağmen böyle yara bere içinde kaldı

    Onlar, öyle çok incittiler ki bizi, öyle çok yaktılar ki canımızı, belki bu yanık izlerinin bilincimizdeki sızısından, en küçük kıvılcımda bile ateşi görüp cehennemleri sezebilmeyi ve o cehennemlere sorular, öngörüler, kuşkular kolajlamayı erken öğrendik...

    Sonra bizler de yetişkin olduk. Oysa olabildiğince "çocuk" ve olabildiğince saf kalmaya yaşam boyu ne çok ihtiyacımız vardı; bunu anlayan olmadı

    Biraz da o yetişkinler yüzünden masumiyetle göbek bağımız erken kesildi; belki bu yüzden erken büyümüş çocuklardık biz.

    Sonra bu ülkede yıllar yılı gördüm ki, asıl korkumuz hep kendimiziz. O ihtişamlı imgeleri bizler yaratıyorduk. Bir biçimde sunulan birçok muhteşem imge, tanıdığınızda buruşturup atmak isteyeceğiniz kadar basit paçavralardan ibaret olabiliyor.

    Şimdi siz, benim o yıllar gerçekten bu kadar saf biri olup olmadığımı mı soracaksınız? Demek bu kadar safmışım. Diyebilirsiniz ki o adama onca şey atfetmek zorunda mıydın?

    Demek bir yerlerden, bir biçimde başlamam gerekiyormuş. Herkes hayatı bilinci kadar algılar.

    Sıfır noktasında başka nasıl olabilirdi?

    Dedim ya, insanın en büyük korkusu kendisidir; korku, bizden öte değil, asıl kendimizdedir, içimizdedir...

    Kendini; yani zaaflarını ve bilinçaltı korkularını yenen, başkalarını da yener.Biz, önce kendimizi yenmemizi kaçınılmaz kılan nesnel koşullarda biçimlendik ,diye başladım bu yazıma..Bunu inkar etsek bile, hepimiz o travmatik süreçlerin derin izlerini taşıyoruz derken, aradan geçen upuzun yıllara rağmen o korkuları, o korku/lukları da unutmadığımı söylemeye çalışıyorum Siz bunları yaşamayın; böylelikle izleri silmek, unutmak gibi bir sorununuz da olmaz o zaman.

    Şimdiyse kimileri de beni o sahte Konfüçyüs'lerden biri sanıyor; hiçbir zaman böyle bir şeyi kendime hak saymadım. Kendi yağında kavrulmanın sabırlı sessizliğiyle kendi yolumda hep yalnız yürüdüm.

    Ne icazet verdim ne de icazet istedim kimseden.
    1 ...
  2. 2.
  3. geçmişle yüzleşmekte mağlup olmak.
    0 ...
  4. 3.
  5. 4.
  6. 5.
© 2025 uludağ sözlük