nefes alamadığını hisseder insan, hala yaşadığı halde. kalbinin sıkıştığını, kaldıramadığını hisseder. ne var ki geçecektir bu da tıpkı diğerleri gibi. ama unutulmayacaktır bu acı ve acının yaşattıkları uzun bir süre boyunca.
arabanın kapısını kapatırken sağ el işaret parmağında bulunan tırnağın ucunun kapıya sıkışması. ve etin içindeki kısmın etten fırlayıp dışrıya doğru kalkması ama ucu tuttuğu için düşmemesi. Bu acı ile durumu babaya anlatmak için dahi tek harf edememek ve gecenin o karanlığında parmağı görememek. ışığın altına gidince durum vahimdir parmak kanla kaplanmıştır. birkaç hafta sonra askeri lise sınavı vardır. Binbir zorlukla o tırnak düşürülür. Fakat yazı yazarken alışkanlık olmuştur artık o parmak ok gibi karşıyı göstermektedir. Aman dikkat diyoruz.
yalnızlık acıdır insanın canını en çok...
ne annen kalır , ne baban
uğruna her şeyinden vazgeçtiğin vefasız da çekip gider bir gün.
dost dediğin nedir ki? herkes bir gün yerine yurduna , yuvasına çekilir.
ışıklar söner...
çıtırtılar beynini yer bitirir sessizlikte,
yalnızlığını tüm iliklerine kadar hissedersin...
işte canın en çok o zaman acır
yalnızlığınla başbaşa kaldığın , yitikliğinin suratına tokat gibi vurduğu o an...
sevgiliyle çay bahçesinde oturup karşı masadaki kızla kesişiyorken sevgilinin durumu farkedip attığı çimdik.yok böyle bir acı baba sanki bütün enerjisini parmaklarının ucunda toplamış.küçücük bir yer morarmaz simsiyah olur ama etrafa yayılmaz lokaldir.
Ne yazık ki Sevgilinin onca yaşanmışı hiçe sayarak " bitti " demesi. Hani derler ya " kelimeler kifayetsiz kalır" işte öyle bir acıdır sözler o acıyı anlatmaya yetmez, yetemez. Her şeye rağmen her insan bu acıyı tatmalı.