PKK'lı leşlerin peşinde koşarken vurulmak, mayına basmak. Dolayısıyla bazı uzuvlarını kaybetmek ve ölmemek. Sürünürcesine, acıyan bakışlarla kalan hayatı yürümeye çalışmak.
Gözünden sakındığın evladının uyuşturucu bağımlısı olarak ölüme yürümesini izlemek, bu arada sen de her gün ölürsün. Bu işte yalnızsınız çünkü.
Aldatılmalar, fuhuş bataklıkları, tecavüzler, baronların ellerine düşüşler, vs.
Yani, ne Hülya sırıtışı, ne pişmiş tavuk şapırtısı.
Hayat bu kadar basit değil. Baba parası harcayıp dert yaratmayın ve yazmayın beyler hiç gülmüyoruz.
Soytarılığın lüzumu yok.
Dert yaşadığınızda gelin yazın boyunuzu bi görelim, aydınlanalım.
Böyle bir başlık altında sırıtıp geçmeyelim.
Geçen yıllarda burada soğuk bir kış gününde bir yazar 'açım' diye yazmıştı. Kaçımız duyduk, alay ettik? Ha belki yalandı, peki ya doğruysa.
Bakın burada (Ayvalık) PKK mücadelesinde yaralanmış, uzuvlarını kaybetmiş askerlerin rehabilitasyon merkezi var. Balkona çıkıp oturabilecekler şanslı olanlar.
Gelin görün bakalım dert ne, trajedi ne?
Ha bir de hani bi evladınız olur, onulmaz dertlerle doğar. Ya uzvu yoktur ya da aklı, bunu da bir düşünün isterim.
Mezarları dolaşın, akıl hastanelerine 2 paket sigara ve kola götürün, uzaktan da olsa Down Sendromlu çocuklara bir bakın.