bugün

Mezarlık ziyareti sırasında yaşanan duygudur. Bütün gün kafanıza takılanlara totonuzla gülersiniz acı acı.
otobüsün yağlı camından dışarıya baktığı zaman.
Kendi yüceliğini, dağların göklerin yüceliğini görüp, yaradanın yüceliğinin farkına vardığı andır.

Acziyetim yaradanın yüceliğindendir.
Geçen sene babam kalp krizi geçirdiğinde o kadar aciz ve çaresizdim ki.
Uçan kuştan, yoldan geçen adamdan hatta düşmanınızdan medet umar hale geliyorsunuz...
dönüşü olmayan ayrılıklardır insanı aciz kılan...
çok sevdiğiniz biri cenaze arabasının içinde son kez evden uzaklaşırken yaşanır o an.
insanın Kürt devrinin başladığını fark edip sözlükte Kürtlere küfür ettiği anlar.
ölen bir yakınını geri getiremiceğini anladığın o an.
çok sevdiği ve bağlandığı ama aynı hisleri karşıdan göremediği zaman.

insanın egosuyla kaybetme korkusu arasında ezildiği en zor durum.

iyi biliyorum...
evladın ölümü. uğruna herşeyi yapabileceğin, dünyayı bile durdurabileceğini düşündüğün, hiç düşünmeden kendini feda edebileceğin canlı ellerinin arasından kayar gider ve sen bir hayalet gibi kalakalırsın. kendini bir kum tanesi gibi hissedersin ve bir hiç olduğunu anlarsın.
en sevdigi insanin vefat etmesi ve onu kurtarmak elinden ne gelsede yapmasi ama bir ise yaramamasi.
Hastalık karşısında düşülen çaresizliktir. Gözünün önünde en sevdiğin insan günden güne ölüme yürürken elinden sadece dua etmek gelir. Oda çoğu zaman bir işe yaramaz ve kaçınılmaz son geldiğinde ne kadar aciz ve çaresiz varlıklar olduğumuzun farkına varırız. Allah kimseye göstermesin. Yok ama düşmanıma bile.
asansörde kaldığınızı hayal edin ama ara katta mahsur kalıyorsunuz ve tek başınasınız ve üstüne üstlük yanınız da telefon da yok. işte o an çok acizsiniz.
Vucutta bir yer agrimaya basladigi zamandir. Derin bir caresizlik kaplar insani.
ameliyat sonra kendi basına tuvaletini bile yapamazkendir mesela.
Ölümü gördüğü an anlıyor. Ölüm tek gerçek. Evet.
belki bir cenaze toreninde. veya bulutsuz bir gecede kafasını kaldırıp gökyüzüne baktigi zaman.

kendimden biliyorum.