değersiz olduğunu hissetmek. hem de dibine kadar. öyle bir değersizlik ki bu. öldüğünüzde arkanızda bırakacağınız şey ; 1-2 hafta üzülecek anne babanız belki akrabalarınızdan birisi.
ve siz değersiz olduğunuzu %100 kabullenmişsiniz.
insanlar sizi bir şahıs olarak görmek yerine bir araç olarak görüyor. siz sadece bir et parçasısınız. çürüyen bir organizma.
sizden faydalanıyorlar. sahte bir teşekkür kazandığınız şey. sadece bu.
değersiz hissetmek böyle bir şey. değersiz olmak böyle.
hayatınızı saçma şeylerle kendinizi avutarak geçirmek. sizi değersiz yapan. asıl amacınızdan çıkmışsınız. şimdi ki amacınız ; yaşamak. sadece bu.
okuyayım , iş bulayım , aile kurayım , çocuklarımı yetiştireyim , game over.
tek kazandığınız şey çocuklarınızın size sahte biçimde gülümseyerek teşekkür edip ayrılıp gitmesi. bunu kazandınız.
hasta, engelli ve yoksul çocuklar, bakıma muhtaç yaşlılar, sokak hayvanları. üç dilek hakkı verseler ve istesem dünyayı bana verecek olsalar yine de şu saydığım üç durum ile ilgili bir şeyler yapmak isterdim.
Bugün öğrendim, üniversitedeyken sınıf arkadaşım olan bir kıza lösemi teşhisi konulmuş... daha yeni evlenmişti oysa...dağ gibi kızdı valla hatta sınıfın hanımağası derdik biz ona...
Tek sevindiren durum o kadar motivasyonu yüksek ki, lösemi ne lan diyor, ben onu çatur çutur yerim... umarım yakında güzel haberler alırız da üzüntümüz geçer...
