asla memnun olmayan, verilenle yetinmeyen, daha fazlasını isteyen, her şeyi sizden bekleyen bi yönetici/patrona sahip olmak bile tek başına yeterli bi nedendir.
elinizden geleni değil, elinizden gelenin fazlasını yapmış olsanız bile; en küçük hata sizi en yetersiz, en başarısız eleman yapacak kadar güçlüdür. bi hata mı yaptınız, dikkatsizlik mi ettiniz, bişey mi unuttunuz? eyvahlar olsun! şimdi yandı çıranız!
o değil de birde, hemen hemen her işyerinde bulunan yavşak tipler oluyo böyle. evet. bildiğin yavşak. bildiğin ibne. puştun önde gideni hem de. sürekli açık arayan, sizi şikayet etmek için fırsat kollayan, patron yalaması olmaktan zevk alan bu yumuşakgillerin her konuştuğunuz şeyi patrona ya da ilgili kişiye yetiştiriyor olması da değil işyerinden insanı yaşamaktan soğutuyorlar yeminlen.
bunların dışında;
sürekli eleştirilmek,
kendini dedikodu kazanında gibi hissetmek,
gruplaşmalar,
işinizde yetersiz olmak,
çok fazla mesai yapıp, hakettiğinden düşük maaş almak,
birinin emri altında çalışmak,
işyerinden birine aşık olmak... .
ben aklıma gelen tüm ihtimalleri yazdım. geneli bu sebeplerden oluşur efenim.
cumartesi günleri çalışmak.
geri zekalı çalışma arkadaşları..
dedikoducu bir çaycı.
sürekli aynı ve boktan işleri yapmak..
en önemli işlerin mesai bitimine doğru ortaya çıkması ve şirketten geç çıkmak..
sürekli çalan telefonlar.