Dünyaya gelmiş olmasıdır. Yani aslında mecburiyetler.
Bazen anne , bazen babanın gitmiş olması. Bazen bir balkon penceresinden sızan bir beyaz ışık, bazen küçük bir kardeş, Bazen bir ses, bazen de bir söz. Hepsi yaşamak için bahane aslında.
(bkz: Mecburen mecburiyetten)
insanı yaşatan umuttur. geleceleğe dair kurduğu hayalleridir. olmayacağını bildiği halde bazı şeylerin peşinden koşmak insanı yaşatan işte tam olarak budur.
Sürüngenler kivrilir daire çizer bükülur ama dik duramazlar. Dik durmak için hem omur hemde onurr gereklidir. insanlar fiziken omurlu fitratende onurlu yaratılmış varlıklardır. Dik durmak dik oturmak ve dik kalmak bu bakımdan yalnızca insana ozgudur.
Öncelikle umut etmektir. insan, umutları ve hayalleri oldukça yaşar. Umut ve hayallerini destekleyenler ise başarılarıdır. Zaman zaman başarısızlıkları da tabii ki. Bütün bunların toplamını destekleyen ise sevgidir.