sonbaharda yapraklarin üzerinde yürümek, bir dostun selami, hatirlanmak, bircay bahcesinde oturup cay icip simit yemek, okul arkadaslariyla nostalji yapmak vs.
bazıları küçüklüğüne takar, hayatı zindan eder kendilerine, enlarge your penis ilanlarına tıklar hergün. bazıları da takmaz, mutludur, onunla yaşamayı öğrenmiştir. yazıktır, ya da değildir. size ne? adam mutluymuş işte.
hiim kucuk degil, kucucuk seyler. ebat mi, deger mi dusunmeliyim? kucucuk gorunce aklima pire geliyor nedense? pire mutlu etmez ama uyuz eder adami. yok uyuz pireden olmuyordu. galiba? bilmiyorum. karistim, mutsuz oldum ben bu baslik altina entry girerken. kucuk tamam da, kucucuk kismini cozemiyorum. kucucuk ne kadar buyuktur anneeee?
Sevgiliden gelen bir mesaj, sokaktaki bir insanı gülüşü, tek bir gül , arkadaşının aldıgı çikolata, agladıgında yanında olan bir kucak, çalışmadıgın sınavın iyi geçmesi......... gibi eylemler sonunda içten gelen tebessüm ya da gülümseme.
sıkısık trafikte ilerlerken, biri sağdan yola çıkmaya çalışmaktadır ama kimse ona yol vermez. durup yol verirsin elini de buyrun böyle der gibi hareket ettirirsin, yola çıkar ve çıkarken elini kaldırıp selam verir ve gülümser, ben de cennete gideceğimi düşünüp mutlu olurum.
büyük fedakarlık gerektirmeden yapılan veya başkaları için alışılagelmiş olayların insanı mutlu etmesini sağlayan olgulardır.
tutkuyla bağladığınız*eşyanızı önce kaybetmek, sonra hiç ummadığınız bir anda bulmak örnek olarak gösterilebilir.