bebekken: hatırlamasam da bu nesnenin emzik olduğunu tahmin ediyorum. ya da süt dolu bir biberon. *
çocukken: plastik topum, gözünü çıkardığım bebeğin hurdaya çıkması, artık üzerime olmayan tişörtler.
ergenken: müzik ve oyun cdlerim, sevdiğim bir kaç kitap.
ergenin bir üst modeli*: değer verdiğin adamın beş para etmediğini anlamak**, içinde değerli şeyler barındıran flash bellek, sevdiğim bir arkadaş.
yaşlılık: henüz yaşanmadığı için yorum yapılamıyor.
belki ona vuran çocuğu dövmeye kalkmıştın yaşına başına, boyuna posuna bakmadan. ilk küfürlerinden birini o çocuktan öğrenmiştin hatta belki de. belki de sonra abine şikayet etmiştin o çocuğu, o küfür yüzünden, piç kurusu.
belki de ilkokul öğretmenin, şu an konuşmadığın bir insana tokat attığı için gidip öğretmenle ona ders vermeye çalışan bir konuşma yapmıştın: "ona attığınız tokadı hepimiz yemiş gibi oluyoruz."
belki de şimdi konuşmadığınız bir başka insan ilkokuldayken sırtınıza kırmızı kalemin arkasını bastırıp sizi sinirlendirmeye çalışıyordu. ve sana şimdi üniversitede bu tip hareketlerin, cinsel dürtülerden kaynaklandığı öğretilmeye, kabul ettirilmeye çalışılıyor olabilir. inanma.
duygularında çelişkiye düşüren ilk insanla konuşmuyor olabilirsin belki: sınıfa yeni gelen çocuk, hayat bilgisi dersinde tahtada konu anlatmaya başlayınca gözlerinin dolduğunu görmüşsündür; ağlamaya başlayınca sınıf kahkahalara boğulmuştur. belki sen o anda onun için üzülmüşsündür. "keşke yardım edebilsem." demişsindir.
belki de, ilk kopya verdiğin kişiyle, kopyası yakalanacak olduğunda da kurtardığın kişiyle konuşmuyorsundur.
Bence en önemlisi kişi kendi beynini kaybettiğinde, somut olarak beyninin yerinde olması halinde onu kullanamaması ve boşu boşuna kafasında yer etmesidir. Aldır gitsin kardeşim boşuna ağırlık yapmasın bünyeye zarar. Fazlalıklardan kurtul.