yanındaki hatunla yolda yürürken size aç biilaç bakan tipi tipler
metrobüs yada otübüslerde akbil makinalarının önünde ,
-şoför bey akbiliniz var mı
-kaptan ,bostancıdan geçer mi
gibi önlemi soru ve sorunlardan dolayı arkada kuyruk oluşturarak insanları çileden çıkaran hanım ablalar veya hanım abiler
bir saniye fazladan beklemeyerek basıp giden kaleci saçlı belediye otobüsü şoförü
alış veriş sonunda çıkan tutarı son kuruşuna kadar alıncaya dek ciddiyetle bekleyen süper market kasiyeri
otobüslere gurup halinde binerek bağıra çağıra konuşan lise öğrencileri
otobüste frikik veren hatunla ve bunu fark eden şanslı kişinin görüş mesafesine giren ,ayakta bekleyen zangoçgiller .
edit: ve bu gece itibariyle behlül de bu kategoriye girmektedir .
elinde zincir, tesbih vesaire ile gezip iki bacağının arasında 30-40 santimetre mesafe açıp yürüyen, kainatın onların yüzü suyu hürmetine yaratıldığını sanan insanımsı yaratıklar.
bahsedildiği gibi en büyük cinnet belirtisi, bayan arkadaş ile yürürken gözler tarafından taciz edilmek, ya da laf atılmaktır. sorun aslında laf atılması ya da bakılması değil, empatinin göte saklandığı ve beyne hiç uğramayışıdır.
biz;
+ verse yapar mısın ?
- yaparım tabi
+ ya kardeşin ?
- vururum
+ sen niye yapıyorsun ?
- vermeseymiş
+ kardeşin'de vermeseymiş
- şee.. o başka.
mantıksızlığın, fakirliğinin ve ahlaksızlığının toplumuyuz. bundan mütevellit bu ve benzeri laf atma eylemlerinin üzerine cinnet geçirilmesi değil, insan'i davranış yoksunluğunun üzerine katil olabilme sebebi daha uygun olacaktır.
onu bırakalım arkadaş, nüfus fazlalığının arkasında devleşen cesaret dalkavukluğuna gelelim. özellikle küçük memleketlerde universite okuyan arkadaşlar bilir ki, oranın gençleri kendi kızlarına laf attırmayan, üniversite kızlarına lafa atan zeki bir nesildir. ve üst düzey bir tehtid meraklılığı vardır.
"ulan bu çocuk beni dövse, bu kaç yıl okuyacak burda. biz bunu her gün döveriz" mantığıyla kavga sinyalleri veren bu sperm beyinliler, "ben de belki okumaya giderim" düşüncesinden yoksun bir şekilde havayı tenefüs ediyorlar ya, işte bu da bir cinnet geçirme nedenidir. gene aynı durum buradada geçerlidir. sana ahkam kesmesi değil, ahkam kesme nedenidir nefret kusulası olan.
bu yerli kabilesinin üzerine işeyip başka bir boyuta atlayalım. orada suratsız, sanki bürokrasi s.kmiş gibi "off"layan bir memur olacak. işte o suratına sıçılmayacak memurun suratının, bürokrasi denen saçmalık yüzünden çekilmesi ve elinizin mahkum olması "devlet" tabanlı bir cinnet'e dönüşecektir.
her sabah çalar saat vazifesi gören komşudur. her sabah birilerini eleştirir, herşeyi bilir, her işinize karışır ve siz hergün ev alma komşu al atasözünü geviş getirirsiniz efenim.