-cümleye bizim almanya/hollanda/fransa'da falan diye başlamak
(kişi, yaşıyor olmak için zengin olması gerektiği bir ülkede yaşıyor/yaşamış ise bunu insanlara bildirmeye çabalamak),
-bağıra çağıra konuşmak,
-garsonlara kaba davranmak,
-mevki olarak kendinden altta olanlara kaba davranmak
(kaba davranılan kişi mevki olarak altta, yaş olarak üstte ise olay görgüsüzlükten çıkıp orospu çocukluğuna dönüşür),
-yüksek sesle müzik dinlemek,
-teşekkür etmeyi ve özür dilemeyi bilmemek...
Birçok detay var, görgüsüzlüğün yer yer samimiyet sayıldığı, çoğunlukla cahil bir toplumda yaşıyoruz.
Herşeyden önce üslup ve hitabet, karşımdaki insanda nezaket yoksa ben onu adamdan saymam, ciddiye almam, muhatap olmam. Samimiyeti, içtenliği patavatsızlıkla karıştıranları dışlayın, ne yaptıklarının farkına varsınlar.
Sosyal paylaşımlarda en cok beni sinirlendiren şey insanların yediği yemeği çekip atması. Makarna bile olsa kılım bu işe. En büyük görgüsüzlük. Atalarımız bile demiş yediğin içtiğin senin olsun bana gezip gördüklerini anlat diye.