insanı duygusuzlaştıran şeyler

entry351 galeri1
    296.
  1. sevdiğini söyleyenlerin meğer çıkarları için bu kadar alçalmış olduklarını görmek.
    2 ...
  2. 297.
  3. 298.
  4. sistematik kötülüğe maruz kalmaktır. ikiyüzlü, çıkarcı, dedikoducu insanların arasında önce ruhunuzu korumaya çalışır, olaylara, insanlara iyi niyetli bakmaya çalışırsınız. bir yere salt kötülüğü görmezden gelir, üzüle üzüle, kırıla kırıla artık hiçbir şey hissetmemeye başlarsınız. aslında bu derin bir travmadır. önceden nasıl biri olduğunuzu bile unutur, kendinizdeki değişime şaşırırsınız.
    6 ...
  5. 299.
  6. çok sevmek ama içinde yaşamaya mahkûm kalmak.
    sonunda o büyük duygular bomba misali patlayıp hem kendilerini hem de alâkalı her şeyi beraberinde götürüyor sanki.
    4 ...
  7. 300.
  8. 301.
  9. 303.
  10. Taş duvar olan insanlar. Zerre duygum kıpırdamaz.
    4 ...
  11. 304.
  12. Yalnızlık.

    Cidden belli bir süre sonra duygusuzlaşmaya başlıyorsunuz.

    insanlar hayatınızda olsa da olur olmasa da olur moduna giriyorsunuz.
    1 ...
  13. 305.
  14. 306.
  15. 307.
  16. çok ölüm görmek. ister istemez bunu normal karşılayıp duygusuzlaşıyorsunuz.
    1 ...
  17. 308.
  18. hakikaten hayat aq. yaş ilerledikçe daha da duygusuzlaşıyor insan. camdan sarkıp akşama kadar suratsız suratsız mahallenin bebelerine çemkiren dayıları daha iyi anlıyorum şimdi. bizim de sonumuz o olacak zağar.
    3 ...
  19. 309.
  20. Kötü, zorba insanlara denk gelmek. Bundan sonra, herkese merhamet etmenin ne kadar aptalca bir şey olduğunu anlıyorsun.
    0 ...
  21. 310.
  22. Zamanla senin iyiliğini sömürmeleri.
    2 ...
  23. 311.
  24. Zaman. Uzun süre aşktan yana yalnız yaşayınca artık insan aşka karşı duygusuz hale geliyor ve aşkı boş ve gereksiz bir şey gibi görmeye başlıyor. Bilemiyorum belki gerçekten de böyledir.
    0 ...
  25. 312.
  26. "ruhsal tepkilerin ikinci evresine geçen bir tutuklu artık gözlerini çevirip bakmıyordu bile. O zamana kadar duygulan körelmiş ve izlediği şeyden etkilenmez bir hale gelmiştir. Bir baş­ka örnek daha: Birisi, yaralı olduğu için ya da belki de ödem ve­ya ateş yüzünden, birkaç gün kamp içinde hafif işlerde çalıştırılma umuduyla revire başvurur. Kar içinde saatlerce hazır ol vazi­yette bekletilen, kampta ayağına göre ayakkabı olmadığı için dışarıda çıplak ayakla çalışmaya zorlanan on iki yaşında bir çocu­ğun revire getirildiğini görmek onu etkilemez. Çocuğun parmak­lan donmuştur ve doktor elindeki pensle, çocuğun kangren olan morarmış parmak uçlarını teker teker keser, Tiksinti, dehşet ve acıma: Bu olayı izleyen bir tutuklu artık böyle şeyler hissetmez. Birkaç haftalık kamp yaşamından sonra acı çekenler, can çeki­şenler ve ölümler öylesine sıradan şeyler olur ki, bunlar, tanıklık eden bir tutukluyu artık etkilemez olur."

    insanın Anlam Arayışı - ViKTOR E. FRANKL
    0 ...
  27. 313.
  28. En sevdiğin ve en güvendiğin insanı tanıyamadığını anladığın an duygusuzlaşmaya başlarsınız.
    0 ...
  29. 314.
  30. Duygularınızın ve bazen ise direkt kendinizin yok sayılması.
    3 ...
  31. 315.
  32. 316.
  33. Öfke, ama en çok da kendine olan öfke..
    2 ...
  34. 317.
  35. 318.
  36. 319.
  37. Kişilerin vizyonsuz , insafsız ve çıkarcı olmaları beni. duygusuzlaştıran şeyler arasında.
    4 ...
  38. 320.
  39. 321.
  40. Kullandığım ilaçlar misal. Eskisi gibi ağlayamıyorum bile. Hatta ailemi bile özleyemiyorum. Canı yanan biriyle eskisi gibi empati kuramıyorum. Robot gibiyim.
    Duygularımı çok özledim.

    Bu akşam yalnızca hüzünlenebildim. Dalgınlıkla kendi kahveme de süt tozu koydum. Evlenmeden önce hep fındıklı nescafe içerdim ailemin evinde. Bir an tat hafızam canlandı. Ağlayacaktım neredeyse kayınvalidenin evinde. Nasıl geçti bu 12 sene biri bana açıklasın!
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük