aile baskısı ve flört döneminin kısıtlandırılıp kötü birşey olarak niteklendirilmesi....
not: nedense kimse bu gerçeği kabullenmek istemiyor ama bizler türkiye de veya kktc de yaşayan insanlar olarak aile ve toplum yapımız itibariyle yeterince özgür olamayan ve aşk meşk gibi durumların hemen cinsellikle birleştirildiği kültürlerde yetişiyoruz.
özellikle bayanlar için geçerli olan bu durum mantıklı ve direkt olarak erkekleri de etkiliyor... önemli olan aşık olmak değil evlenilecek kişiyi bulup hemen başgöz olmak ve elalemin diline düşmemekmiş gibi algılanan bu kültürde aşık olmaktan korkmak gayet doğal karşılanmalıdır.
aşkın ta kendisidir. aşık adam hayattan zevk almaz, mantıksız ve sınırsız bir özgürlük içerisindedir. aklına ne eserse, canı ne isterse hiç sonucunu düşünmeden yapar. çoğu zaman da bedelini acı acı öder. hayattan soğuya soğuya.
ilk başlarda bir heyecan vardır aşkta. buluşmaya giderken ayna karşısında saatlerce hazırlanırsın, özen gösterirsin, güzel ya da yakışıklı görünmek istersin sevdiğine. arada ufak tefek de olsa sürprizler yaparsın, farklı bir şeyler denemek istersin. her an onu düşünürsün, haber almadan yapamazsın, meraklanırsın. birlikte gelecek hayalleri kurarsın, mutlusundur ama zamanla her şey değişir. buluşmaları son anda hatırlarsın, üstüne bir şey geçirip çıkarsın. sürpriz adına bir şey kalmaz çünkü yapılacaklar bitmiştir ya da sana öyle gelir. ilişki monotonlaşmaya başlar, konuşmalar azalır, kavgalar çoğalır, sebepsiz kıskançlıklar başlar, hayaller uçup gider. inanamazsın nasıl bu hale geldiğine ama bitmiştir. işte o an aşktan da hayattan da soğursun.
insanı aşktan soğutan şeylerin başında birbirlerine facebook şifrelerini veren, sevgilisinin telefon rehberinden isim silen sevgililer gelir. özgürlük ve güven herşeyden önemlidir kanımca.
ayrıldığınız günün sabahı sana aşkım derken, akşam feysbuk denen zımbırtıda seni engelleyerek terk etmesi.
Gel bir daha aşık ol.
Sonra neden orospu gibi her önüne gelene boncuk dağıtıyorsun. Peh.
