insanoğlunun ölümü kabullenememesi

entry12 galeri0 video1
    12.
  1. ahiret'i inkar edenlerin ya varsa korkusundandır.
    0 ...
  2. 11.
  3. Her canlı gibi yaşama ve soyumuzu devam ettirebilme gibi en ilkel içgüdülerimizden kaynaklıdır. Aslında hiçbir canlı ölümü kabullenmez ama düşünmez de. Biz işte bunu o kadar anlamlı kılmaya çalışıyoruz ki romantikleşiyoruz kaçınılmaz olarak.
    1 ...
  4. 10.
  5. dinlerin, günümüz modern dünyasına kadar var olmasının da sebebidir. yaşam ereği ve ölümün anlam verilemeyen belirsizliği karşısında dinlerin bahsettiği çıkış noktası ve meçhul dünya-evren bilmecesi karşısındaki dinsel çözüm metodları, insanların umutları ve anlam merkezleri olmaya devam ediyorlar maalesef.
    3 ...
  6. 9.
  7. Zordur zor. Ama her ne kadar zor olursa olsun insan yine de alışıyor. Aklından çıkıp gidiyor sanki bir gün ölüp gideceği. Ahiret-ölüm korkusu ancak cenaze haberleriyle aklına geliyor.
    Sonra, özlüyor sevdiklerini. Kimisi sevdiceğini, eşini, yarini. Kimiside anasını babasını.
    Çok şükür annem babam sağ, ama dedemi çok özledim be. Uzaktan koşup koşup kucağına atlamayı, beni havaya fırlatmasını, aldığı boya kalemlerini, kahvede ısmarladığı gazozu ya da çayı. Hepsini çok özledim be. Ah dedem Ah. Şimdi en büyük mirasım senden bana kalan bu güzel ismin.
    3 ...
  8. 8.
  9. Ahiret ya da öteki taraf inancının ortaya çıkmasına neden olan şeydir. Düşünsenize milyarlarca ışık yılı büyüklükte bir evrende nasıl olurda sizin o kıymetli varlığınız bir daha hiç olmamak üzere son bulabilir ki?
    0 ...
  10. 7.
  11. Kimisi öbür dünya ile bu hissi bastırır, kimisi de ölümsüzlüğün bulunabileceği düşüncesiyle. Kimisi de felsefi olarak bu hissi çürütmeye çabalar.
    2 ...
  12. 6.
  13. yaşam, geçici bir durumdur. hz. peygamber dünyayı boşuna ''ruhun yolda istirahat ettiği bir ağaç gölgesi'' olarak nitelendirmemiş. dünyanın ve tüm kainatın, allah katında zerre değeri yoktur. dünyayı değerli kılan, içinde yaşayan müminlerdir. nitekim dünyada yaşayan tek mümin kalmayıncaya dek yaşam sürecek, o mümin de göç edince allah kıyametin kopmasını emredecek, tüm mahlukatı huzurunda toplayacaktır.

    şunu bilmek gerekir: şuanki dünya düzeni, 16. yüzyıldan beri işlenmekte olan bir düzendir. ''aydınlanma çağı'' yani, esas adıyla ''illumunated age'' döneminde yetişen garplı filozoflar, teolojiyi arka plana attılar. materyalizm öne çıktı. adam smith'in merkantilizmden kapitalizme geçişi önermesiyle 15. yüzyılda peydahlanmış olan rotschild gibi satanist aileler, daha da zenginleştiler. günümüzdeki modernizm, fuhşiyat, tüketim çılgınlığı hep bu elitlerin isteği doğrultusunda oluşan olgulardır ve şuanda dünyaya hükmetmektedirler.

    şimdi insanlar yaşam ötesini düşünmüyor, 'fikir çilesi' çekmiyor. ilkokuldan beri ezberlenen 'demokrasi, özgürlük, adalet, hürriyet' sloganları atıyor, 'istediğimi yaparım' diyor.

    böyle insanların özgürlüğü, eşek özgürlüğüdür.

    eşekler de özgür olduğunu zanneder, ancak insanların emrindedir.

    insanlar eşekse, insan kim?

    'new world order' denen düzenin mimarları tabii ki...
    2 ...
  14. 5.
  15. Dünyaya gelip zihnini kullanmayı öğrendiğinden beri; ölümü en arkaya iten/yokmuş gibi davranan bireyler için geçerli olan durum.

    Bir yakınının ölümüne tanık olup onu sonsuzluğa uğurlayan birinin duyduğu azap; öncelikle sıranın yavaş yavaş kendine geliyor oluşundan kaynaklanmaktadır. Bu sebepten; din olgusunun bir amacı da kişinin ayağını ölüm gerçeğinde sabitlemek olduğundan dolayı, dinibütün tanımladığımız kimseler için geçerli bir önerme değildir bu.

    dini ve öbür dünya temelli inanışları; modernitenin görünmeyen karanlık tarafında hapseden insanoğlu, her dönem ölümü gözden uzak tutarak mezarlıklarını şehrin merkezlerinden fersah fersah ötelere taşımaya çalışmıştır.

    Ben bu durumu emperyalist ve tüketim odaklı dünya düzeninin; insanı manevi/uhrevi hissiyatlardan uzaklaştırarak tamamen bu dünya eksenli yaşamaya telkin etme uğraşı şeklinde değerlendiriyorum. Zira eski çağlarda mezarlıkların, şehir/site/klan içlerinde kurulduğunu ve gündelik yaşamla iç-içe olduğuna dair sayısız örnekler sunulabilir.

    modern(?) insan; beşeriyetin istikameti doğrultusunda kendisini gittikçe doğadan (diğer manada öz evinden) uzaklaştırarak, beton ve ucube yapılanma şekilleri sebebiyle asl'olandan da uzaklaştırmaktadır.

    Asl'olan ölümdür.

    Kişinin ölümü kabullenemeyişi; ölümü derinlikli biçimde tanımlayamaması (belki de bundan ürkmesi) ve gündelik yaşamında bu gerçeğe yer aç(a)mamasından kaynaklanmaktadır.
    2 ...
  16. 4.
  17. sonucu düşünmenin bi başka yolu. sonuçta hepimiz ölücez bana kalırsa benim için pek de zor bi olay değil ama bi yakınımı kaybetmem çok üzücü bir şey
    2 ...
  18. 3.
  19. Hep insan aşar haddini, insan alet yapar,insan biriktirir.Sadece insan dır sonsuzluklar arzusunda olan ve biliyor musun sözlük bir gün mutlaka öleceğini bilen tek canlı insan dır.içindeki o yüksek enerji ya da ölümsüz olma hissi onu hep zirvelere zorlamıştır.
    1 ...
  20. 2.
  21. çürümeyi ve toprağa karışmayı kabullenmek kolay değildir.
    En renkli ve kabul edilebiliri, mevlana'nın, ölüme, sevgiliye kavuştuğu düğün gecesi olarak baktığı açıdır.(şeb-i arus)
    2 ...
  22. 1.
  23. (bkz: insanoğlunun kabullenememesi)
    "kabullenmek fıtratımızda yok" demişti bir yazar arkedeş.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük