insanoğlunun varlık sebebi kulluktur şükürdür

entry1 galeri0
    1.
  1. her türlü ihtişamıyla insanoğlunun önüne sürülmüş hizmetine verilmiş dünya hayatının hakikatı yaradana kulluktur. Rabbini bilmesi ona ibadet etmesi, hamdetmesi ve şükretmesidir. burdaki hamd ve şükür yanlız dil ile değil, bireysel olarak bedeni mali soysal toplumsal ve millet bazında gerçekleşir. din sosyal yaşamın vaz geçilmezidir. o halde etik ahlaki ve milli değerleri dini kurallar ile harmanlanmış bir kültürel hayat elzemdir. aksi taktirde batının dikte ettiği yabancı ve popüler kültür o milletin hayatına hakim olur ve tüm milli kodlarını değiştirir. sadece dünyayı ve zevklerini yaşamayı amaçlayan ve türlü türlü oyun eğlence ve haz peşinde koşan materyalist maddeci çıkarcı ben merkezci duygudan yoksun acımasız adaletsiz ve merhametsiz bir toplumun oluşması ile karşı karşıya kalınır ki zaten esas hedeflenen de budur. sosyal hayatın gerçek anlamı insana ve topluma hizmet olması gerekirken kapitalist sisteme köleleşen insan kalabalıkların içinde yanlız kalan zavallı bireylere dönüşür. herkes birbirinden korkar, herkes birbirinin kuyusunu kazar, herkes birbirinin elindekilere göz diker. asayiş huzur olmaz. zira batılı düzenin getirisi adaleti merhameti empatiyi iyiliği sosyal yardımlaşmayı ve dayanışmayı ortadan kaldırmıştır. sınıflar arası uçurum vardır. millet maddi imkanlarıyla övünmenin ve birbirine hava atmanın derdindedir. insanı eğitimden yoksun okumuş cahiller ordusu sadece menfaatinin keyfinin ve zevklerinin esiri olmuş gününü gün ederek yaşamaya uğraşır olmuşlardır. halbuki toplumların birliğe ihtiyacı vardır. zira hayat hep güllük gülistanlık değil. şartlar zorlaştığında ancak Allah aklına gelen insanlar şayet Allah'tan bi haber uzak bir hayat yaşıyorlarsa ancak öldüklerinde bunun farkına varacaklar. hayat sadece bu dünyadan ibaret değil. nerde yiyelim nerde yaşayalım nereyi gezelim hangi filmi seyredelim kiminle takılalım v.s. bunlar yaşam amacı olmuştur. bu hayatın içinde Allah nerde?? yok.

    peki insan üzerinde en çok hakkı olan ve sahibi bulunan Allah'tan niye kaçar ve ona boyun eğmez? neden nefsine uyar şeytanın ayak izlerini takip eder? neden allahın dini işine gelmez? aldandığı, kendini aldattığı için. nimetler sizi aldatmasın. gün gelecek Allah elinizdekilerin hepsini alacak. hepsini. kefenle toprağa gireceksiniz. hepiniz, hepimiz öleceğiz..

    hamd yok
    şükür yok
    namaz yok
    kuran yok
    zikir yok
    hayır yok
    infak yok
    zekat yok
    sadaka yok
    ibadet yok
    ....

    her nevi haramlar bol
    fuhuş bol
    içki su gibi
    faiz peynir ekmek gibi
    kumar resmi ve her yerde
    haram gelirler akıyor
    yiyelim içelim gezelim tozalım ...yatalım...
    keyfimize bakalım...
    günümüzü gün edelim..
    vur patlasın çal oynasın...

    ee nolcak böyle? bu gidişat nereye kadar? tokadı yiyince mi uyanacaksınız? yoksa ölünce mi akıllanacaksınız? ne zaman??

    dünya öyle çabuk geçer ki nasıl geçtiğini anlayamazsınız. ve son pişmanlık fayda vermez. nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz. nasıl ölürseniz öyle diriltilirsiniz. ondan sonra da şöyle dersiniz allahın huzurunda;

    "Şayet (o mücrim kulları) suçlu-günahkârları, (ahirette) Rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak: "Rabbimiz (dünyada inkâr ettiğimiz her hakikati artık bizzat) gördük ve işittik; şimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir ki (islam’a ve insanlığa uygun işlerde ve) salih amelde bulunalım, artık biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarız" (diye yalvaracakları) zaman bir görsen, (onlar nasıl da pişman ve perişan bir durumdalardır.) secde / 12

    ﴾99-100﴿ Nihayet onlardan birine ölüm gelip çatınca, “Rabbim! Beni geri gönder de, geride bıraktığım dünyada iyi işler yapayım” der. Hayır! Onun söylediği bu söz boş laftan ibarettir. Önlerinde, yeniden diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır.
    ﴾101﴿ Sûra üflendiğinde artık ne aralarında akrabalık bağları kalacak ne de birbirlerine soru sorabilecekler! -müminun / 99-100-101

    38. Her nefis, yaptıklarına karşılık bir rehindir;

    39. Ancak hakkın ve erdemin tarafında olanlar başka.

    40-41. Onlar cennetlerdedir; günahkârlar hakkında birbirlerine sorular sorarlar.

    42. "Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir?" diye uzaktan sorarlar.

    43. Onlar şöyle cevap verirler: "Biz namaz kılanlardan değildik;

    44. Yoksulu doyurmuyorduk;

    45. (Günaha) dalanlarla birlikte biz de dalıyorduk,

    46. Ceza gününü de asılsız sayıyorduk,

    47. Sonunda bize ölüm geldi çattı."

    48. Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez. (Müddessir, 74/38-48)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük