bana göre böyle bir düşüncede olan insan filozof düşüncesinde olan insandır.(filozof değildir). çünkü ancak onlar araştırıp sorgular, ancak onlar nerden geldiğimizi bizi bu dünyaya koyanın nerden geldiğini vb. soruları onlar sorarlar. diğer insanlar ise hayatı sınırlandırmış,basitleştirmiş ve bir amacı kalmayan insanlardır.örn: hergün kahvaltısını yaptıktan sora gazetesini alıp kahvesini yudumlar balıklarına yem verip gününü planlarken aynı anda işine gücüne bakar. günü bittikten sonra eve yorgun argın gelir, bayansa yemek hazırlayıp yedikten sonra bulaşıkları yıkar tv ye göz atar biraz kitap okuyup uyur ya da erkekse de pek farklı bişey olmaz o gün içinde yemeğini ya dışarda yemiştir ya da gecesini dışarda geçirmiştir.
şöyle derim ben hep; eğer sadece tek bir dileğimin gerçekleşmesi için bana şans verselerdi hayatı tekrar tekrar yaşamak isterdim. hayatı anlamak için, onun içine girip olaylara bakış açımın zamanla nasıl değiştiğini görebilmek için. zaten yaşadığımız yılların içerisinde de bu değişim gerçekleşmez mi bizde? bir de düşüncesine hayatı tekrar tekrar yaşadığımızı..insan kendini anlamaya çalışmaması, aynanın karşısına geçip kimim ben? sorusunu sormamasını, ne için yaşıyorum, ben ne yapıyorum? ya da şuanda yapmam gereken asıl şey ne sorularını sormazsa neden yaşar?
hayatınızı durdurmayın, hem eğlenin hem öğrenin gelişin kimseye taviz vermeyin insanları sevmeye çalışın sizi sileni ezin geçin cimri olmayın insanları insan yerine koyun haksızlıkları ilahi adalete bırakın zaten bu olmamışsa siz haksızsınızdır hatalarınızı görün bencil olmayın ki insan yerine koyulun aynanın karşısına geçip ben güzelim yakışıklıyım deyin kendinizi tatmin edin her sabah, bu şekilde güne iyi başlayabilirsiniz bundan eminim ama bunu dışarda ben çok güzelim gerçekten çok yakışıklıyım benden adamı yok bende şuyu buyu zımbırtısı her ne b.ksa ondan yok demeyin egonuza sahip çıkın diyorum anlayacağınız. bunları yaptıktan sonra kendinizi sorguladıktan ya da uygulamaya çalıştıktan sonra kendinizi anlamaya çalışmışsınızdır demektir.
geçmişten bugüne insanların yavaş yavaş bu mücadeleden vazgeçtikleri aşikar."sorgulamak" kelimesi tüm işlevini yitirdi diyebiliriz.felsefeyle uğraşanlara anormal hatta üşütük gözüyle bakılması ise bunun küçük bir kanıtı aslında. tabi ki olay bu kadarla sınırlı ve basit değil.dini konularla ilgili kafayı karıştıran bir soruyla karşılaşıldığında bunu sesli dile getirmek dahi sizin yanlış anlaşılmanıza neden oluyor. oldu da bu düşünceniz karşı tarafında kafasına yattı diyelim o düşünceyi beyninden söküp atabilmek için elinden geleni yapıyor ve sığındığı tek dal ise gene din konusuyla ilişli bir kavram olan "günah işlemek"oluyor.aman günah işlemeyelim, bunlara bizim kafamız ermez çok da fazla kurcalama gibi kaçış cümleleriyle karşı karşıya kalıyoruz.düşünmekten,fikir üretmekten kaçan,korkak bir nesil yetişiyor(tüm toplumlar adına)ne yazık ki insanoğlu mücadeleyi bırakma ve teslim olma aşamasına çoktan yaklaştı.